DOLAR
32,5865
EURO
34,8497
ALTIN
2.499,00
BIST
9.699,13
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bilecik
Hafif Yağmurlu
16°C
Bilecik
16°C
Hafif Yağmurlu
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Parçalı Bulutlu
22°C
Pazartesi Çok Bulutlu
26°C
Salı Az Bulutlu
26°C

Türkçenin nasıl okunduğunu bilmiyoruz.

Her hafta Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi’nde  düzenlenen  Tarih ve Kültür Sohbetlerin’de bu hafta, “İletişim aracı olarak okuma ve konuşma becerisi” konferansı düzenlendi

Sürekli Eğitim Merkezi’nin toplantı salonunda düzenlenen konferansta, Uludağ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. İbrahim Öztahtalı, Türkçe’nin ve okumanın doğru bilinen yanlışları hakkında katılımcılara çeşitli bilgiler verdi.

Türkçe’nin diğer dillerden farklı bir yapıya sahip olduğunu belirten Öztahtalı, Türkçe metinleri okumada yapılan en büyük yanlışın, sözcük sözcük okumak olduğunu ifade etti. Türkçe’nin İngilizce gibi kalıpları olan bir dil olmadığını ve her kelimenin kullanıldığı yerde farklı bir anlama büründüğünü belirten Öztahtalı konuşmasında şunları iletti,

“Türkçe yapısal olarak çok farklı bir dil. Bugün okumamızda ki en büyük sıkıntımız da bu. Kimse Türkçeyi doğru okumuyor, Türkçeyi yanlış okuyoruz. Türkçenin nasıl okunduğunu bilmiyoruz. Sözcük sözcük okumak Türkçenin en büyük okuma yanlışıdır. Çünkü Türkçenin anlamsal işletim sistemi, Türkçenin sözcük sözcük okunamayacağını gösteriyor bizlere. Türkçe bir kompozisyonlar bütünüdür. Türkçe anlamsal birliklerle okunan bir dildir. Örneğin göz denilince akla gelen ilk şey görme organı, girmek denilince de akla gelen ilk şey bir yerden içeriye girmek. Peki ya göze girmek ne demek, birisinin başkasının gözüne girmesi mi hayır. Bakın anlam nasıl değişti tamamen farklı bir şey çıktığı ortaya. İşte bunların birer anlamsal birlik olduğu olgusunu hissetmemiz lazım. işte okumada başarısız olmamızın temel nedeni sözcük sözcük algılama gayretimizdir.”

türkce

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.