DOLAR
32,3625
EURO
34,9657
ALTIN
2.326,25
BIST
9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bilecik
Parçalı Bulutlu
27°C
Bilecik
27°C
Parçalı Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
27°C
Pazar Açık
28°C
Pazartesi Az Bulutlu
29°C
Salı Az Bulutlu
19°C

Cüneyt Taşkesen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Mesajı

Kadın haklarını hatırlatmak ve toplumu bu konuda bilinçlendirmek için bir fırsat olarak değerlendirdiğimiz 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, özel bir gün. Çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebiyle eylem yapan 129 kadının iş yerinde yakılarak öldürüldüğü günden bugüne geldiğimiz noktada, kadın hakları gelişmiş ülkede ilerlemeler göstermiş olsa da, ülkemizde ve gelişmekte olan ülkelerde ne yazık ki istenilen seviyelerden oldukça uzaktadır.

Kadınların, ailenin refahına ve toplumun kalkınmasına yaptıkları büyük katkıların henüz tam olarak anlaşılamadığı ülkemizde, kadınların sorunlarının çözülebilmesi için kadın ve erkeklerin toplumdaki geleneksel rolleri de dahil birçok şeyin değişmesi gerekmektedir.

Siyaset, çalışma hayatı, bilim, sanatta olduğu gibi toplumsal hayatın her kademesinde Kadınlarımızın daha çok yer almaları ve kendilerini daha iyi ifade edebilmeleri için bizim de içinde bulunduğumuz tüm sivil toplum kuruluşlarına büyük görevler düşmektedir.

Her yıl 8 Martta toplumsal hayatta kadının yeri ve sorunlarına ilişkin tartışmalar yeniden gündeme gelmektedir. Bu tartışmalar içinde en değerli varlığımız olan kadınlarımızın şiddet konusu ile birlikte ele alınmasını ise, yirmi birinci yüzyıl Türkiye’si için bir insanlık ayıbı olarak kabul ediyoruz.

Türk milletinin tarihinde, kadınlar erkeğinin biricik yoldaşı, güç ve ilham kaynağı, hanların, hakanların önünde saygı ile eğildikleri bir şeref abidesi olarak kabul edilmiştir. Milletimizin inancında, töresinde kadının dövülmesinin, horlanmasının, itilip kakılmasının yeri yoktur.

Bu gün maalesef kadınlarımız babasından, kocasından, erkek kardeşinden hatta kendi doğurduğu büyüttüğü evladından şiddet görmektedir. Bunlara birde sokaktaki şiddeti eklersek kadınlarımızın yaşam alanı her geçen gün daha da daralmaktadır.

Yapılan bilimsel çalışmalar kadına yönelik şiddetin belli bir sosyal sınıf ya da hayat görüşüne sahip kadınlarla sınırlı olmadığını ancak erkek egemenliğinin yüksek olduğu muhafazakar toplumlarda bunun daha yaygın olduğunu göstermektedir.

Bu durumun en önde gelen nedeni ise; erkeklerin kadınların yaşamını, kendi koydukları kurallara göre düzenleme ve kontrol altına alma arzusudur. Maalesef bu arzu o kadar büyük ki kadının en temel insan hakkı olan ‘’yaşam hakkına’’ kadar uzanmaktadır.

Daha geçtiğimiz haftalarda bir genç kızımızın, insanlık dışı bir muameleye maruz bırakılarak katledilmesi, hepimizin yüreğini dağladı. Kadın cinayetlerinde geldiğimiz son noktanın görülmesi, bu acının iliklerimize kadar hissedilmesi ve faillerinin en ağır şekilde cezalandırılması yönünde toplumun bütün kesimlerinde oluşan, ortak kanaati benimsiyor ve destekliyoruz.

Türk Büro-Sen olarak kanun yapanların ve uygulayacakların ellerini vicdanlarına koymalarını, kadının nerede nasıl hareket edeceğine, ne giyeceğine, nasıl güleceğine, kaç çocuk doğurması gerektiğine dahi karışılan ülkemizde kadına yönelik her türlü şiddetin ve cinayetlerin önlenebilmesi için gerekli tedbirlerin ivedilikle alınmasını bu suçların faillerine de daha caydırıcı cezaların verilmesini bekliyoruz.

Fedakârlıkları ve gösterdikleri büyük başarıyla vatanımızın kurtuluşuna adını büyük harflerle yazdırmayı başaran Büyük Önder Atatürk’ün ‘’Dünyada hiçbir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez’’ diyerek hakkını teslim ettiği kadınlarımız, cumhuriyetten sonraki süreçte de aynı azmi ve başarıyı ülkemizin inşasında göstermiştir.

Ancak bugün TBMM’de kadın temsil oranının yalnızca %14. (77 kadın milletvekili ) olması bu haklı tespitin yeterince anlaşılamadığının ve kadınlarımıza verilen hakların sadece kağıt üzerinde kaldığının bir göstergesi olsa gerek.

Hayatın her alanında; üretimde, eğitimde, sanatta, kültür ve siyasette başarılarıyla kendilerini kanıtlamış olan kadınlarımız, günümüzde ne yazık ki şiddet başta olmak üzere eğitim, istihdam gibi her geçen gün artan sorunlar yumağıyla karşı karşıya bırakılmıştır.

Kadınların karar alma mekanizmaları içindeki sayıları ve rolleri, uzman mesleklerdeki payları o ülkenin kadına bakışını göstermektedir.

Ülkemiz gerek kamuda gerek özel sektörde kadın istihdamı ve kadınların karar alma mekanizmaları içinde hak ettiği yeri alması konusunda maalesef gelişmiş ülkelerin çok gerisinde kalmıştır.

Devlet Personel Başkanlığı 2013 verilerine göre, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan toplam 2 milyon 548 bin çalışanın yüzde 35,9′ unu kadınlar oluştururken, kadın yönetici sayısı sadece yüzde 10’dur.

Bir emek örgütü olarak her zaman sorunlara çözüm getirmek adına inisiyatif almaktan kaçınmayan, sorgulayan çözüm üreten bir sendikal anlayışı benimseyen Konfederasyonumuz ve sendikamız, çalışma hayatında kadınlarımızın yaşadığı sıkıntıları, her ortamda sıklıkla gündeme getirmekte ve çözüm önerileri sunmaktadır. Ancak TÜİK 2012 verilerine göre Kamuda toplam sendikalaşma oranı %68,17 iken kadınların örgütlenme oranı %35’lerde kalıyor.

Oysaki Kadınlarımız büyük düşünmek ve iddia sahibi olmak zorundadır. Bize göre Kadınların sendikalar başta olmak üzere sivil toplum örgütlerinde bulunduğu ortama düzen ve ahenk katmakta ne kadar maharetli olduğunu göstermelerinin zamanı gelmiştir.

Kadın; mücadelenin, değişimin, direnişin adıdır. Kadın, haklarının kendisine lutfen verilmesini beklememeli, önce örgütlenmeli sonrada tabuları yıkarak, yaşamın her alanında hak ettiği yeri tabiri caizse söke söke almalıdır.

Türk kadınının konumunu, sorunlarını, ihtiyaçlarını ve beklentilerini paylaşmak için bir fırsat olarak değerlendirdiğimiz 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde tüm kadınlarımızı örgütlü mücadelemize katılmaya davet ederken, kadının toplumda hak ettiği gerçek yeri bulmaları için yapılacak tüm çalışmalara destek vereceğimizi bildirir, bu anlamlı günün tüm kadınlarımıza ve dünya insanlığı için hayırlara vesile olmasını temenni ederiz.

ÇALIŞAN,ÜRETEN VE YOL GÖSTEREN SENDİKACILIĞI İLKE EDİNMİŞ BİR EMEK ÖRGÜTÜ OLAN TÜRKİYE KAMU-SEN.KADIN KOLLARI KOMİSYONU BİR RAPOR HAZIRLADI.

ÇALIŞMA HAYATINDA KADINLARIMIZ;SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ;

1. Tüm çalışanların iş güvencesinin devletin teminatı altında olması,

2. Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi’nde yer alan ilkelere uyulması; kadının sosyal ve ekonomik açıdan gelişmesini ve ilerlemesini sağlamak için, özellikle politik, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlar başta olmak üzere bütün alanlarda, erkeklerle eşit olarak insan hakları ve temel özgürlüklerden yararlanmalarının ve bu hakları kullanmalarının sağlanması,

3. Toplumda kadına yönelik şiddetin önlenmesi için gerekli olan bütün tedbirlerin ivedilikle alınması,

4. Kadın ve erkeğin toplum içindeki rolüyle ilgili kalıplaşmış kavramların, eğitimin her şeklinden ve kademesinden kaldırılması, özellikle ders kitaplarının ve okul programlarının yeniden gözden geçirilmesi ve eğitim metotlarının bu amaca göre düzenlenmesi,

5. Özellikle kadın ve erkekler arasında mevcut eğitim açığının en kısa zamanda kapatılabilmesi için kız öğrencilerin okuldan erken ayrılmasının önlenmesi,

6. Eğitimin her kademesinde kadınların okullaşma oranının artırılması için tüm ülke çapında ailelere ekonomik ve sosyal destek sağlanması,

7. İstihdamda evlilik ve analık sebebiyle kadınlara karşı yapılan olumsuz ayrımın önlenmesi ve etkin çalışma hakkının sağlanması,

8. “İşin cinsiyeti olmaz, işin nitelikleri olur” ilkesiyle hareket edilmesi,

9. Tüm kamu kurumlarında eşitlik birimlerinin kurulması,

10. Kadınların, Devletin her kademesinde, özellikle karar mekanizmaları içinde görev alması, kamu hizmetinin hazırlanması ve uygulanmasına katılması için pozitif ayrımcılık da içeren bir diz tedbir alınması,

11. Tüm kamu kurumlarında personele uyum (oryantasyon) eğitimlerinde zorunlu eğitim olarak cinsiyet eşitliği eğitimlerinin verilmesi,

12. Kamuda personel istihdamında toplumsal cinsiyet eşitliği bütçelemesine göre hareket edilmesi,

13. Yeni atamalarda ve işe alımlarda cinsiyet kotalarının uygulanması,

14. Çalışanların işyerlerinde maruz kaldığı psikolojik ve fiziki tacizin önlenebilmesi içinKurumların disiplin yönetmeliklerinde caydırıcı hükümlere yer verilmesi,

15. Kurumlarda PDR (psikolojik rehberlik birimi) kurulması,

16. Zorunlu hizmet durumlarında ortaya çıkan eşlerin farklı şehirlerde yaşamasından doğan sorunların ortadan kaldırılması, aile bütünlüğü açısından tayin mevzuatının yeniden düzenlenmesi,

17. Anneliğin sosyal bir görev olarak kabul anlaşılması,

18. Çocukların yetiştirilmesi ve gelişiminde kadın ve erkeğin ortak sorumluluğunun tanınması,

19. Çocukların menfaatlerini, her şeyden önde tutan bir anlayışa dayanan aile eğitimleri verilmesi,

20. Hamilelik süresince zararlı olduğu kanıtlanan işlerde kadınlara özel koruma sağlanması, sağlığın ve doğurganlığın korunması,

21. Doğum sebebiyle ebeveynlere talebi halinde 1 yıl ücretli izin, ikinci yıl için ise maaşının ¼ i oranında ücret ödenerek izin verilmesi,

22. Kreş (0-3,3-6 yaş kreş ve yaşlılar için) hasta, engelli ve yaşlı bakım hizmetlerinin profesyonelce sunulacağı bakım ve rehabilitasyon merkezlerinin yaygınlaştırılması,

23. Kreş ve bakım evi hizmetlerinden yararlanamayan personele bu hizmetleri dışardan karşılayabilmesi için günün şartlarına uygun ekonomik destek sağlanması,

24. Açılacak kreş ve bakım evlerine nitelikli personelin görev yapmasının sağlanması,

25. Özellikle çocuk bakımevleri ağının tesisi ve geliştirilmesi yoluyla, anne ve babanın aile yükümlülüklerini destekleyici sosyal hizmetlerin sağlanmasının teşvik edilmesi,

26. Çocuk yardımının, günün ihtiyaçları doğrultunda yeniden yapılandırılması,

27. Sendikalarda oluşturulan kadın komisyonlarının mevzuatta yapılacak yeni düzenlemelerle zorunlu organ haline getirilmesi,

28. Kadınların sendikalar ve sivil toplum kuruluşlarında daha aktif olarak yer almasını sağlamak amacıyla farkındalık oluşturacak eğitimler düzenlenmesi ve bu eğitimlere katılmaların teşvik edilmesi.

Kadınlarımızın çalışma hayatında daha etkin ve verimli olması, toplumun huzuru, sağlıklı aile ve iyi yetişmiş gelecek yeni nesillerin yetiştirilebilmesi için yukarıda saydığımız tüm önerilerimizin gerçekleşmesi dileklerimizle…

CUMHURİYET İLE KAZANILMIŞ ÇAĞDAŞ HAKLAR VE ÖZGÜRLÜKLERLE BİRLİKTE, YAŞAMIN HER ALANINDA BAŞARIYLA YER ALMIŞ KADINLARIMIZIN 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜNÜ KUTLAR,ÇALIŞMA HAYATINIZDA BAŞARILAR DİLERİZ.

Cüneyt Taşkesen

Türk Büro-Sen.Bilecik İl Temsilcisi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.