DOLAR
32,4948
EURO
34,9777
ALTIN
2.439,12
BIST
9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bilecik
Az Bulutlu
22°C
Bilecik
22°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
22°C
Cumartesi Az Bulutlu
18°C
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Az Bulutlu
17°C

CHP Koalisyon süreci ile ilgili olarak 131 Milletvekilini 81 ilde görevlendirdi

Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanlığı koalisyon süreci ile ilgili olarak sürecin nasıl şekillendiği konusunda 131 Milletvekilinden 81 ilde bilgi aktarımında bulunmasını istedi.Bilecik’te CHP İl Başkanlığında yapılan basın toplnatısında İstanbul Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Onursal Adıgüzel ve Sivas Milletvekili Ali Yıldız bir basın toplantısı düzenledi.

İl Başkanı Şinasi Çetinkaya’nın açılış konuşmasının ardından Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün,
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanlığı 7 Haziran seçimleri sonrası 131 Milletvekilini, 81 ilde görevlendirdiğini bu görevlendirmesinin nedeni bu süreç ile ilgili tüm illere , ilçelerimizin bu sürecin nasıl şekillendiği konusunda bilgi aktarımında bulunmasını istediğini belirterek. ”Bende Bilecik Milletvekili olarak Muğla ve Aksaray illerinden sorumluyum. Önümüzdeki günlerde bende giderek gerekli çalışmaları yapacağım.”dedi.

Tüzün’ün konuşmasının ardından Sivas Milletvekili Ali Yıldız konuşmasında şunları söyledi:
Biz milletvekilleri grup grup ülkemizin çok değişik illerinde görevlendirildik. Bizde bu bağlamda sizlerin konuğuyuz, dün Sakaryadaydık bugün buradayız. Öncelikle şunu belirtelim, bizim bu ziyaretlerimizin amacı parti içine dönük, örgütsel yada örgüt içi çalışmalar değil. Yani CHP’nin 7 Haziran seçimlerinden sonra neleri amaçladığı koalisyon görüşmeleri adı altındaki sonradan genel başkanı ile bunları kamuoyunda paylaştı, AKP’nin koalisyon görüşmeleri adı altında ülkeyi kandırdığı istikşafi görüşmeler içinde partimizin neleri söylediği, neleri amaçladığı, ülke adına neler yapmaya çalıştığını paylaşacağız.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak, 7 Haziran seçimlerinden sonra toplumun vermiş oldugu mesajı iyi okuduğunuzu düşünüyoruz. Buradaki önemli mesajlardan birisi şuydu; Ülkemizde artık bir koalisyon süreci başlasın tek başına 13 yıl boyunca iktidar olan Akp’nin tek başına iktidarından ülkenin yorulduğunu, Ülkenin tek başına iktidarı istemediğini ve bunun nedeninide biliyorsunuz. Cumhurbaşkanımızında seçim sürecindede adeta AKP’nin Genel Başkanı gibi sahada çıkıp süreci yürüttüğünü gördük ve 2. mesaj ise şuydu; Cumhurbaşkanı olarak kalmasını istiyoruz, ülkede başkanlık sistemini istemiyoruz mesajıydı. Biz bu iki mesajın doğrultusunda önce Genel Başkanımız mevcut iktidarın başında, muhalefetten bir görüşmeler sonucunda iktidar çıkartabilir miyiz hesabı yaptı ama bu süreci biliyorsunuz malesef Sayın Devlet Bahçeli’nin hala anlayamadığımız tutum ve davranışları nedeni ile bu süreç tıkandı. CHP olarak sayın Genel Başkanımız’ında dediği gibi partimizin değil, ülkemizin geleceği önemlidir.
Bu anlamdada biz samimi olarak ülkemizin geleceği adına AKP ile koalisyon görüşmeleri yapmaya hazırız diyerek belirlediği 5 temel sorun ve bu 5 temel sorundan hareket ile 14 ilkemizin sayın Davutoğlu ile yaptığı ilk görüşmede sayın Davutoğluna sundu ve orada aldığı ilk cevap koalisyon görüşmelerine başlayabiliriz oldu.

Sayın Davutoğlu, 14 ilke üzerine itiraz etmeyerek koalisyon görüşmelerinin başlaması yönündeki kabulünden sonra bu süreç başlamıştı. Kamuoyunda hep şu yanılgı var, buradada AKP’nin bir algı operasyonu yaptığını görüyoruz. Günlerce süren ve 40 güne varan bir koalisyon görüşme süreci denildi, biz Akp ile sadece 10 gün görüştük. Araya farklı şeyler girdi ve bu 10 gün, 35 saati aşkın yapılan ön görüşmeler neticesinde yaptığımız bütün konuşmalar tutanaklar altına alındı.

Peki niye aldık biz bunu? geçmişte biliyorsunuz AKP nin, evet diyerek vaz geçtiği çok ciddi konular vardır, açıkçası güven konusunda AKP’ye çokta güvenmediğimiz için 3 gün sonra bunlar, burada yapılan görüşmeleri de suistimal edebilirler, bizim konuştuklarımızı farklı şekilde yansıtabilirler yada burada olmayan, konuşulmayan şeyleri varmış gibi anlatabilirler endişesini taşıyarak biz bütün görüşmeleri tutanak altına aldık ve bu 35 saat süren öngörüşmeler neticesinde’de bu görüşmelerin hiçbir aşamasında’da bize koalisyon teklifi yapılmadı. Son gün, Sayın Genel Başkanımız’da bunu kamuoyu ile paylaştı, Son gün yapılan teklif kısa vadeli birlikte bir hükümet kuralım, bunun adı seçim hükümeti olsun ve ülkeyi birlikte seçime götürelim teklifinin dışında bize teklif yapılmadı.

Bizim teklifimiz ise şuydu; Ülkemizin çok ciddi sıkıntıları ve sorunları var, Biz bu sıkıntı ve sorunların tespitini yaptık, çözüm önerilerimiz’de hazır, biz bu ülkenin yönetiminde sizler ile birlikte uzun vadeli geniş tabanlı ve 4 yıl sürecek bir hükümeti kuralım ve bu sorunları çözelim, bunun dışındaki ülkenin acil ihtiyacı olan bu sorunların çözümü noktası dışındaki sizin bu teklifinizi biz kabul etmiyoruz dedik. Özet ile buradaki kamuoyunun bilmesi gereken bunlardır.

Erken seçimi biz istemedik, bunuda kamuoyu’nun bilmesi gerekiyor. Biz ülkemizin şu anda büyük seçime değil, geniş tabanlı bir hükümete ihtiyacı var, Ülkemizde dış politika, ekonomi, toplumsal barış, iç barış ve yeni bir anayasa olarak 5 temel sorun var. Bu 5 ana hususu biz birlikte çözebiliriz, çözelim noktasında hareket ettik. Tekrar söylüyorum önemli olan bizim değil, ülkemizin menfaatidir dedik. Cumhuriyet Halk Partisi’nin menfaatinden çok, ülkemizin menfaatini düşünerek Samimi ve dürüst ciddi bir ajandamızın olmadığı, toplumda her aşamasını paylaşarak bir süreç götürdük. Bu bağlamda ben sayın Cumhurbaşkanımızın bu ön görüşmeler neticesinde, kafasında şekillendirdiği senaryoyu aynen uygulattırdığını ve malesef etkisiz bir Başbakan ile muhattap olduğumuzu, son güne kadar, Davutoğlu ben bir hükümet kuruyorum diyebilir mi umudu ile bu işi götürmeye çalıştık.
Geldiğimiz nokta hepimizin malumu, 1 Kasım’da erken genel seçim kararı alındı ve 45 günlük sürenin dolmasına daha 6 gün varken bile Sayın Cumhurbaşkanımız ne anayasa, ne de hukuk dinlemedi, Sayın Genel Başkanımıza hükümet kurma görevini’de vermedi.

Oradan bir hükümet çıkabilir miydi, elbette çıkabilirdi. 6 günlük süre içerisinde Sayın Genel Başkanımız, kamuoyunun’da bilgisi dışında görüşmelerini sürdürdü. Hükümeti kurulabilecek bir noktaya getirmek içinde gerçekten elinden geleni fazlası ile yapmaya çalıştı ama zannediyorum köşkünde bu konuda bir korkusu ve endişesi vardı ki, yani olurda ben Sayın Kılıçdaroğluna bir hükümet kurma görevi verirsem, bunlar hükümeti kurabilir endişesi ve korkusuylada, yok efendim 5 tepenin yolunu bilmeyenlere biz hükümet kurma görevi vermeyiz, bizim için garip ve bana göre de haddini aşan bir açıklamaya sığınarak bu görevi bize vermedi.

Yıldız’ın konuşmasının ardından İstanbul Milletvekili ve Parti Meclisi üyesi ONURSAL ADIGÜZEL ise:
”Bizi görmezden gelen, sosyal yardımları bile hak temmeli değil de yandaş ve rantdaş temelli dağıtan bir hükümet vardı. Buna karşı da halkımız dedi ki %60 biz gitmesini istiyoruz.Yeni bir yapı istiyoruz dedi.Ne yazık ki süreci biraz ilerlettikten sonra gördük ki %60 diye birşey yok. Ne yazık ki MHP ve HDP hiçbir şekilde uzlaşmayacaklar ve CHP’den başka da bütün partilerle görüşebilecek hiçbir yapı da yok yani kuruluşumuzdan beri olduğu gibi bu ülkenin kuruluşundan beri olduğu gibi Kurtuluş Savaşını kuruluş mücadelesini veren Cumhuriyet Halk Partisine yine tarihi bir görev düşüyordu. Bu ülkedeki Allah Rahmet eylesin her gün şehit veriyoruz.Hepsine buradan gani gani rahmet diliyoruz. Türkiyede yeni bir uzlaşı ortamı oluşmasını sağlamak bu ülkenin çocukları ölüyor. Onların insanca yaşayabilmesi için uzlaşı ortamını sağlamak Cumhuriyet Halk Partisine düşüyordu. Bu noktada da Cumhuriyet Halk Partisi tekrar şunu söyledi. Bireysel çıkarlarını her zaman geride bırakarak önce parti demedi önce ben demedi sayın genel başkanımız. Önce Türkiye dedik ve sıralamamızı da önce önce Türkiye sonra Cumhuriyet Halk Partisi diyerek. Biz Türkiyede ekonomik,demokratik ve insani koşulların oluşması anlamında elimizden ne geliyorsa, gövdemizi taşın altına koymaya hazırız. Yeter ki bu ülkede çocuklar ölmesin ve yatağa aç girmesinler dedik. Buradan bir adım attık ve 14 ilkemizi seçimden sonra ilk parti meclisi toplantısında genel başkanımız açıkladı.Hepimizin bildiği 14 ilke bunları daha sonra 5 başlık altında tekrar toparladık.Bunlardan birincisi dış politikaydı. Libyayla, Mısırla, İranla, Irakla, Suriyeyle yaşadığımız sıkıntılar,Avrupa Birliği sürecinin ki AKP’yi buraya getiren bir süreçtir ki gerçekten kazanımları sağladığı süreçtür. Bu sürecin tıkanmasıyla ilgili bu sorunların hepsini özetleyen bir dış politika başlığı koyduk. Biz Türkiyenin her yerini geziyoruz.Türkiyede milyonlarca Suriyeli var.Kaç bin olduklarını bile bilmiyoruz. Daha acısı Suriyeli çocuklar şimdi Türkiyede hiçbir şekilde eğitimden kayıt altına alınmadan büyüyorlar ve acaba 10-15 yıl sonra ne olacak hiç bilmiyoruz. Çünkü tek bildikleri insanları öldürmek. Babaları Suriyede savaşıyor bazen belki geliyorlar ve gelecekle ilgili çok derin kaygılarımız var. Bununla birlikte ekonomimize direkt zararları var. İş dünyası ile dialog platformu var Cumhuriyet Halk Partisinin Antepte bir toplantı yaptı bende katıldım. Antepteki toplantıda işveren şunu söyledi. Suriyeliler burada günlük 10 liraya çalışıyorlar. O zaman bizim kardeşlerimize zaten iş imkanı kalmıyordu.900 kilometre sınırımız var o bölgede sınır ticareti çok güçlüdür Türkiyede. Ne yazık ki orada ticarete tamamen durmuş durumda ve bu dış politika daki sıkıntıların ki şu anki Başbakan bunun stratejistidir. Birde böyle stratejik derinlik diyor ama stratejik körlük aslında geldimiz noktada ciddi bir trajedi. Türkiyeyi milyarlarca dolar ekonomik anlamda sıkıntıya sokan sokaklardaki her 5 kişiden elini sıktığım 1 kişi Suriyeli çıkıyordu. Oy istiyoruz diyor ki ben Türk değilim Suriyeden geldim. İstanbulda böyle sıkıntılar var biliyorum Bilecik’e de gelmişlerdir eminim burada da böyle sıkıntılar var. Biz bu noktada herzaman şunu söyledik. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün her zaman söylediği gibi Yurtta ve Dünyada barışın sağlanabilmesi için elimizden geleni yaparız dedik. Dış politikayı da bu noktadan alarak konumlandırmak istedik. İkinci başlık ekonomiydi.Türkiyenin ciddi ekonomik sıkıntıları var. Gençlerimiz işsiz. OECD ülkeleri sıralamasında birinci sıradayız. %28.4 ile genç işsizlik oranında. Üniversiteli işsizleri hiç söylemiyorum. Çünkü onlar çok daha fazla ve çok önemli olan çiftçilerimize,memurlarımıza emeklilerimize, asgari ücretliye, taşeron çalışanlara yönelik çözüm önerilerimiz vardı. Bu aslında insanca yaşam koşullarını sağlayabilmekti ve ekonomimizin katma değer yaratan Türkiyeyi daha ileriye daha başarılı taşıyabilecek bir hale gelebilmesi için bir devrim yapılması belkide. Sadece kendilerine rant sağlayan sektörlerin desteklenmesi değil. Türkiyeyi aydınlık günlere taşıyabilecek ekonomik anlamda refah seviyesine taşıyabilecek yatırımların yapılabilmesi için bir yol çizdik. Anayasa zaten hepimizin içinde bir yaradır. Hergün de gasp edildiğini görüyoruz,oradaki yetkilerin hergün Cumhurbaşkanı tarafından gasp edildiğini görüyoruz. Sadece anayasada Cumhurbaşkanın seçilme yöntemi değiştirildi. Yetkiler değişmedi. O yetkilerinde değiştiğini zannediyor ama 1 Kasım seçimlerinde o dersi de alacak. O yetkiyi gasp etmek hükümet kurdurmamak nasıl oluyormuş 1 Kasım seçimlerinde halkımız gerekli deri verecek Cumhurbaşkanınada. Çünkü ciddi bir yetki gaspı var. Özgürlükçü bir anayasa dedi Cumhuriyet Halk Partisi hukukun üstünlüğüne inanan güçler ayrılığı ilkesinin olduğu parlementer sistemin güçlendirildiği bir anayasa oluşturalım, özgürlükçü bir anayasa olsun dedik.Diğer bir başlığımız eğitim. Eğitim de hepimizin içinde bir yaradır. Sıkıntılarımız hergün büyüyor.Eğitim sistemimizi yeniden yapılandıralım.Burada işte diyorlar ki siz eğitim sistemini yapılandırınca imam hatiplere karşımısınız hayır biz imam hatiplere karşı değiliz. Biz imam hatipte okumak isteyen öğrencilerimiz gidip imamhatipte okuyabilir ama Türkiyede tek meslekte imamlık değil. Daha iyi tonacılar yetiştirelim meslek elemanları yetiştirelim sporcular yetiştirelim sanatçılar yetişt irelim bunların yetişebilmesi içinde o eğitimleri veren yeni okullar açalım katma değer yaratan sektörleri güçlendirelim. Üniversitelerimizde arge güçlensin. Eğitim sistemimizde değerlendirmeler var. Dünya standartlarında şu an okuma yazmayı öğretemiyoruz.Pizza değerlendirmesine göre dünyada okuma yazmayı öğretmede 49. sıradayız. Metemaği,fiziği,feni geçtik. Onlar artık bir kenarda dursun daha okuduğunu anlayamıyor çocuklarımız. Böyle bir eksiklik var ve son 13 yılda 11 kez eğitim sistemimizde değişiklik yapılmış.Değiştirdiğimiz bakan sayısı da zaten ne kadar başarılı olduğumuzun göstergesidir. Bu noktada geleceğimizin birileri tarafından satılmasına karartılmasına izin vermemek için bir eğitim reformuyla hem üniversitelerimizi bilim yuvası yapalım gerçekten özgün, bilimsel, laik eğitimin verildiği yerler olsun istedik. Bunu anlattık. Neden bunu istiyoruz. Türkiyenin ekonomik kurtuluşu da eğitimden geçecek.Hepimizin cebinde cep telefonları var. Cep telefonlarında programlar var. Biz bu programları da yurt dışından satın alıyoruz. Telefonları da yurt dışından satın alıyoruz. Kendi topraklarımızda yetişen tohumları da yurt dışından satın alıyoruz. Anadolunun değerleri de yok oluyor aslında diyoruz ki işte bu bilime yapılan yatırımla en basiti bir telefonda kullanılan whatsup programı var. Gazeteci arkadaşları bu vesileyle selamlıyorum kullanıyorlardır mutlaka çok iyi bir iletişim sistemidir Whatsup. 2 sene önce 18 milyar dolara satıldı. Niye verdim bu öreneği whatsup birkaç tane gencin bulduğu sonra yatırım aldığı bir proje.Bizim kocaman binaları olan kabloları olan telekomumuz, üzerine tüpraş, üzerine petkimi koyduk hepsi 18 milyar dolar etmedi.Bir bilgisayar programı kadar etmedi. İşte bizim katma değer yaratan sektörleri burada güçlendirmemiz lazım. Yine eğitim ile ilgili çok önemli bir örenk var. Türkiyede 6 milyon öğrenci var. Hepsinin yurt sorunu var. Sizlerde yaşıyorsunuzdur. Yakınlarınıza yurt ihtiyacı oluyor Yaşar abiyide çok rahatsız ediyorsunuzdur. Rahatsızda demeyelim de talep ediyorsunuzdur. O’da elinden geleni yapıyordur ama çok zor çünkü 15 öğrenciye bir yurt düşüyor bu ülkede ama toki yurt yapmıyor. CHP’de diyor ki biz tokiye sadece residanslar, lüks dairler yaptırmayalım yurt yaptıralım ama yok rant olmazsa biz inşaat yapmayız diyorlar.” ifadelerini kullandı.

Basın toplantısna,CHP Bilecik İl Başkanı Şinasi Çetinkaya, Merkez İlçe Başkanı Gültekin Çalışkan ve partililer katıldı.
DSC_0221

DSC_0225

DSC_0251

DSC_0202

DSC_0208

DSC_0211

DSC_0216

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.