YAŞADIKÇA İNSANLA GÖREBİLDİKÇE GÖZLE
Bir mart günü orta yaşlarda temiz yüzlü temiz giyimli hani kimi zaman ‘’ yüzü hiç yabancı değil bir yerden tanıyor gibiyim’’ dersiniz ya işte öyle üç arkadaş bir araya geldi.Dağlar çiçek açmaya başlamış duyguları karışık, arıyorlardı geçmişi söz veriyorlardı ayrılmamayı…
Bir bardak çayın, bir bardak kahvenin, bir bardak suyun hatırı için koşturdular ele ele. Sırlarını, harçlıklarını pay ettiler sanki askerlikteki temel eğitim birliğindeki üç kafadar tertip gibi.
Hikâyeleri güzel, duygulu, yön verici
Yürüyüş uzun, gülün iyisi kötüsü olur mu?
Düşünür dalar gidersin. Yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen üç kafadar anlamlıyken anlam veremezsin içlerinden birinin canı sıkılır ve patlatır tokatı!
Değişmiş miydi?
İlk antrenmandır…
Yorucu…
Aylarca yaşlı şarkılar ‘damdan düşer gibi, şaşkın şaşkın, inanmaz mısın? Görürsün neler olacak yarın öbür gün’.
Geçiverirsin ne varsa, insanların birbiriyle ilgilenmedikleri cadde ve mahallelerden sevgi nerede yeşerirse bırakmak, bir daha dönmemek üzere…
Bir yokuş bir arsa ya da sokağın ortasında ne kadar çok değişik insan yüzü vardı dünya da, korkunç, derinden sarsan, alt üst eden?
Yorulursun merdivenleri bir bir çıkarken, dört beş gıcırdayan tahta basamaktan sonra yönelirsin kapıya, basarsın zile. Anlarsın açılan kapıdan kolay kolay anlatamazsın ılık bir su gibi bir şeyler dökülür, gelir yüzüne çarpar. Bir zaman parçasının bir daha dönmemek üzere geçip gittiğini tükenen günlerle, kendine özgü havası ile bambaşka bir zaman parçasının başladığını.
Çıkalım mı?
Çıkalım gün dediğin bu saatte başlar
Geçir sırtına o kendine pek yakıştırdığın pudra pembesi kadife elbiseni
Yüreğinde bin bir duygu, kafanda bin bir tasarı
‘Ne mi dedin? Dedin bir şeyler ‘ der gibi
Karanlıktaki dar sokak aydınlanır pırıl pırıl
Yüreğin tanımadığı bir tür çarpar gözlerinin içi güler
Duruşunla, bakışınla cansız olanlar canlanır…
Talih mi?
Kaderde her şey yazar. Yürüyüşte temel kural topuklu ayakkabılarını evde bırak, hava serin olabilir hırka ve şal bulundur yanında can borcumuz var ya,seven bildik bilmedik tüm dostlara Merhaba…Bak çocukların yüzü güneşe benzer ve güneşte çocuklarına asil davranır,görebileceğimiz en güzel şey budur.Huzura ve kendine taki büyülü meydana varıncaya kadar…Sonra? Sonrası yok özlediklerimiz yanımızda binlerce değişik koku, onlarca renkli esinti, yılın en sıcak günü. Beklentisiz, halden anlayan parlak beyaz bekliyor gelişlerimizi…
Yapabilirsin, kurtarabilirsin kendini atak, özür artı dürüstlük…
Barışınız…
Barışınız
Arkadaşlık, kardeşlik dostluktan da öte hem ince hem de çok zor ama faslı güzel.
Alınacak dersler çok bozulmasın muhabbetler…