Koronavirüs neydi; solunum yoluyla insana bulaşan, enteresan bir şekilde 3 dk havada kalabilen, konağa ihtiyaç duymadan üstelik, ilk önce boğaza ardından ciğerlere yerleşen ve nihayetinde oksijenlenmeyen organlar nedeniyle çoklu organ yetmezliği sebebiyle ölüme sebep olan, Çin’den yayıldığı ve yarasalar yoluyla insana geçtiği iddia edilen diğer taraftan laboratuvar ürünü olduğu doğada bu tarzda bir mutasyona uğrayamayacağı söylenen ve her nedense Çin’den dünyaya yayıldığı halde 4 bin 512 gibi diğer ülkelere bakıldığında az sayılacak kadar kayıp veren dolayısıyla laboratuvar ürünü iddialarını güçlendiren ve bizim şu güne kadar 49 bin 924 insanımızı kaybetmemize sebep olan virüsün adıdır koronavirüs.
Aşı ile ilgili bize söylenen ne peki? Aşının ilk dozunun koruma sağlamadığı 2. Dozdan sonra 15 gün geçmesi gerektiği değil miydi? Son 3 ya da 4 haftadır aşılamada bir ivme yaşandığına ve iki doz arasında 6 hafta geçmesi gerektiğine göre bu bizim tablolardaki düşüşün sebebi ne? Ya aşıyı tanımıyorlar ya da bilemedim adını siz koyun. O kadar da saf değilim hani!
Her ne sebeple olursa olsun vakalar mı düştü, ölüm oranları mı azaldı, tedavi şekli mi değişti, her ne ise 1 Temmuz itibariyle geçtiğimiz normalleşme sürecindeki bu kontrolsüzlüğünüz niye? Virüs tamamen bitti mi? Varyantlarından bahsediliyor bu rahatlık nereden geliyor? Her gün düğün her gün eğlence. 49 bin insanımızı niye kaybettik. Böyle bir virüs vardıysa ki 49 bin var diyor, ölümlerin ilaçlarla bağlantısı yoksa tabi. Hiç kimse hiç bir şey bilmiyor! Ne güzel! Çin’de lap lap yere düşen insanlar ne oldu mesela? Kimse adam gibi bir açıklamada bulunmuyor. Ne yapalım aşı olalım, oldu.
Bugün ki tabloya dönelim. Düşüş çarpıcı, hedef 5 bindi, 4 bin 678 kadar düştük. İnsanlarımızda ya da turistlerde maske ya da mesafeye özen gördünüz mü? Sanmıyorum. Bir şeyler yanlış! Bir yerlerde yanlış mı yapıldı? Bazı bilim insanlarının tedavide kullanılan sıtma ilaçlarının ölüme sebep oluyor iddiasını mı dikkate almalıydık, bilemedim. Dile kolay geliyor 49 bin 924 kişi! 49 bin 924 ailenin evine ateş düştü. Ateşin düşmediği evlerde horon teptik, asker eğlencesi, mevlit, cemiyet düzenledik, biz Türk Milleti olarak gevşek bir milletiz zaten. Ben hiçbir ülkede duymadım; atın ölümü arpadan olsun, gelecekse ölüm senden gelsin gülüm gibi bunu ben uydurdum ya da bir yerde kesin okumuşumdur. Uzatmaya gerek yok böyle bir milletiz.
Birde aşı konusunda olsam olmasam arasında tereddüt yaşayan insancıklarımıza çok acımasız yorumlar yapılıyor sosyal mecralarda, bu tarz tereddüt yaşayan insanlara verilen cevaplar eziklemeyi ne çok seviyoruz dedirtiyor. Neymiş efendim bilmem nereden çiğ köfte yiyen adam gelmiş benden aşının içinde ne olduğunu soruyor gibi, çok çirkin değil mi? Ben mi çok hassasım. Bayılıyoruz karşımızdakini ezmeye, aşağılamaya. Hoş mu yani? Buyurun aşıların yan etkilerine yazılmasına karar verilen bir durum gençlerde kalp kası iltihabına sebep oluyormuş. Haksız mıymış sorgulamakta. İnsanların bilmedikleri şeylere karşı tereddütle yaklaşmaları bana normal geliyor. Keşke her konuda böyle olsak.