DOLAR
32,5996
EURO
34,7963
ALTIN
2.506,02
BIST
9.479,72
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bilecik
Hafif Yağmurlu
16°C
Bilecik
16°C
Hafif Yağmurlu
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Parçalı Bulutlu
22°C
Pazartesi Çok Bulutlu
26°C
Salı Az Bulutlu
26°C

Sosyal Mesafeyi Ne Güzel İhlal Ediyoruz

Sosyal Mesafeyi Ne Güzel İhlal Ediyoruz

Bilecik’te dün kapalı pazarda kurulan pazartesi pazarından bu görüntüler, sosyal mesafe anlayışımız muazzam. Hiç mesafe bırakmayın aranızda, öyle dip dibe domates, biber almak için çabalayın.

Koronavirüs salgınında ilk dönemi bitirip ikinci dönem olan kontrollü sosyal yaşama geçtiğimiz şu günlerde yaşanan pazar çılgınlığı umarım koronavirüs tablosuna yansımaz. Biz teknik değiştirdik de haberimiz mi yok? Sürü bağışıklığına mı geçildi, aşı yok henüz ortada ne sürü bağışıklığı! diye çıkışasım geldi (siz o tonlamayı yapın okurken) neden çünkü sizin sorumsuzluğunuz beni, belki eşimi, dostumu etkileyecek.

Dile kolay geliyor değil mi 4585 kişi. Sizin için koronavirüsten 4585 kişinin hayatını kaybetmiş olması pek bir şey ifade etmiyor anlaşılan ya da ölüm bize uğramadan ciddiye almayacağız, ne olacak canım hepimiz geçirecekmişiz bu hastalığı ya bir yakının, annen, baban, çocuğun geçiremezse, hiç mi düşünmeyeceksin o domates, biber kuyruğunu. Bir şey daha söylemeden geçemeyeceğim maskede dikiş varsa yani şu an piyasada satılan bir çok maske dikişli hiç bir koruması yok, gerçi zaten bizim salgından korkumuzda yok, yaptırımı olmasa onu bile takmayız, hele o eldiven kullanma şeklimize bayılıyorum, ekmeği aynı eldivenle alıyoruz, aynı eldivenle tezgahtaki ürünlere dokunuyoruz yetmiyor aynı eldivenle para verip, para alıyoruz, eldiveni çıkarıp sokağa atarak ritüeli tamamlıyorum. Bize bir şey olmaz biz soğan, sarımsak tüketen insanlarız değil mi? o aldığınız sarımsağın üzerine hiç baktınız mı nereden geliyor, ben söyleyeyim Çin’den, o çitlemekten çok hoşlandığınız çekirdek Çin’den gemilerle açık halde getirilip, limanlarda hangi şartlarda paketlendiğini bilmediğimiz bir şekilde bize ulaşıyor. Hepimiz öleceğiz eyvallah ama ölümünde hayırlısını versin rabbim.

Koronavirüs şüphesiyle hastaneye gittiğinizi varsayalım hop sizi başka bir tarafa alıyorlar, ellerinde 30 cm yakın numune çubuğuyla, üstünüze doğru hışırtılı biri geliyor, burnunuzdan giriliyor, sanırsınız kulaktan çıkacak yok alnınızın oralara kadar gidilip oradan sıvı alınıyor, ben gördüm her giren ağlayarak çıkıyordu. Hani bugün artistlik yapıyorsunuz bir şey olmaz ya ne olacak diyorsunuz ya, o aşamada işte o bütün artistliğiniz bir anda yerle bir oluyor. Dileğim yaşamamanız ancak böyle kuralsız davranmaya devam ettiğimiz takdirde kaçınılmaz sonumuz olacak gibi görünüyor. Yaptırmak istemiyoruz deme gibi bir lüksünüz de yok çünkü o andan itibaren toplum sağlığını tehdit ettiğiniz gerekçesiyle alıkonuluyorsunuz.

Testinizin pozitif çıktığını düşünelim, bitti artık dış dünyayla bağlantınız, belki telefon etmenize izin verirler kötü düşünmeyelim. Şu an yakındığınız kurallar bir anda keşkelere dönüşüyor. Keşke maskemi taksaydım, keşke insanlardan uzak kalsaydım keşke o domates kuyruğuna girmeseydim. Birde tespit edilemeyen bir hastalığınız gizli kalp, hipertansiyon, böbrek, henüz tespit edilememiş diyabet hastalığınız varsa 4586. kişi olmaya çok yakınsınız. Benim Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın paylaşımlarından anladığım hani diyor ya bizim tedavi algoritmamız farklı biz kan incelticilere erken başlıyoruz, pıhtılı bu hastalık. Bu pıhtı herhangi bir organda emboliye dönüştüğü anda kalp basıncıyla zaten yapacak çok bir şey yok, sonrasını görevliler hallediyor, üzerinize kireç dökülüyor mu yanlız onu bilmiyorum bak.

Yoğun bakıma girmediğim için onunla ilgili bir bilgi paylaşamıyorum ama Sağlık Bakanının dünkü japonca paylaşımından sonra anladım ki bir hayli zor bir süreç, japonca ilginç bir dil bir kare çizip içinden bir şeyler geçiriyorlar sen bakıyorsun böyle, adam orada tüm hayatını anlatmış. Yoğun bakım bu karakterlerle anlatıldığına göre gerisini siz düşünün.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.