Sinsi Bir Eylem: Manipülasyon
Geçen haftalarda çok değer verdiğim bir arkadaşım ilişkisinde yaşadığı durumları benimle paylaştı. En başta peri masalı tadında başlayan ilişkisinin zaman içinde ona kendini ne kadar yetersiz, kaybolmuş, mutsuz ve sürekli suçlu hissettirdiğini anlattı. Erkek arkadaşının memnun edilmesi zor ve biraz mükemmeliyetçi bir yapıda olduğunu, kendisinin daha anlayışlı ve sabırlı olması gerektiğini ama bu durumdan çok yorulduğunu söyledi. Mesela birlikte yemek yapacakları sırada erkek arkadaşı bıçağı tutuşundan başlayarak onun aslında yemek yapma konusunda yetersiz olduğunu, kendisi kadar iyi yapabilmesi için daha çok uğraşması gerektiğini söylemiş. Onun için çabalamaya çalışan arkadaşımın gözleri dolunca bu sefer şaka yaptığını ve her şeye ne kadar da alınan biri olduğunu, aynı küçük çocuklar gibi tepki verdiğini vurgulamış. Sonrasında bir tartışma yaşanmış ve arkadaşım bir bakmış ki tartışma bitsin diye gözyaşları içinde özür diliyor. Bu tarz sahneleri benzer şekilde yaşasa bile erkek arkadaşını hep kendi içinde aklayıp, bu davranışlarını haklı çıkaracak sebepler bulduğunu da anlattı.
İlişkilerde zaman zaman uyuşamayıp tartışmalar tabii ki yaşanabilir. Fakat bu durum başlı başlıca duygusal baskı dediğimiz güç kazanmak ya da farklı amaçlar için karşı tarafın gerçeklik algılarıyla bilinçli olarak oynayıp ona kendini yetersiz, güçsüz hissettirmenin adı olan manipülasyondur. Bir nevi karşı tarafın zihniyle tekrar eden taktiklerle oynamaktır.
Bu duruma maruz kaldığımızı nasıl anlarız?
Arkadaşımın hikâyesinde de olduğu gibi kendinizle yaptıklarınızla ilgili şüpheye düşüyor ve artık düzgün karar vermekte güçlük çekiyorsanız; sürekli kendinizi kalbi kırılmış, hassas gözleri dolan bir halde buluyorsanız; yapmaya niyet ettiğiniz işlerde yeterli hissetmiyorsanız; sürekli mutsuz hissediyor ama nedenini bir türlü bulamıyorsanız; ‘’Evet bu kişiyi çok seviyorum ama bazen onun yanında sanki ben olmaktan çıkıyorum, adeta kontrolümü kaybediyorum. Sonra bir bakıyorum istemediğim, asla yapmam dediğim noktadayım.’’ diyorsanız; karşı tarafın suçu olan bir durumu anlatırken bir anda kendinizi hararetli bir tartışmanın ortasında buluyorsanız ve tartışmanın odak noktası değişmişse; haksız olmadığınız halde otomatik olarak suçlu hissedip karşı taraftan özür diliyorsanız; sevdiğiniz kişinin davranışlarının nedenlerini kendi içinizde anlamlandırmaya çalışıyor ve aslında o öyle biri değil eğer onu kızdırmasaydım bana küfür etmezdi ya da onunla daha çok ilgilenseydim çekip gitmezdi, beni kırmazdı, aldatmazdı derken buluyorsanız; sürekli aynı sözleri söylemenize rağmen karşı tarafın sizi kesinlikle anlamadığını hissediyorsanız yüksek oranda manipülasyona uğradığınızı söyleyebilirim.
Mağdur olduğunuzu anladığınız an ki en önemli noktalardan biri bu durumun farkına varmaktır. Karşı tarafın eylemlerine ve sözlerine dikkat etmeniz lazım. Hatta gerekirse bunu bir not defterinize yazın ve onu aklamaya başladığınız an yazdıklarınızı okuyun. Kendinizi dinleyin. Duygularınızın farkında olun. Mutsuzluğunuzu yok saymayın. Kendi gerçekliğimizi, yaptıklarımızı bize sorgulatan ilişki sağlıklı değildir. Bu sadece karşı cins için değil patron, arkadaş, aile ilişkileri için de geçerlidir. İşin içinden çıkamıyor ve duygularınızda düşüncelerinizde kaybolmuş hissediyorsanız güvendiğiniz bir arkadaşınıza ya da bir uzmana danışmaktan çekinmeyin. İplerinizi bir başkasına vererek karşı tarafın düşüncelerinin kuklası olmayın. Arkadaşımdan izin alarak sizlerle de bu durumu paylaşmak istedim. Bu duruma uğrayan ve adını koyamayan kaybolmuş kişilere ışık olması dileğiyle.
Psikolojik Danışman Gökçem Elif KARANFİL
harika bir yazı
kalemine sağlık canım kızım
Çok güzel bir konuya değinmişsiniz tebrik ederim
ilişki üzerine güzel bir yazı.