DOLAR
32,5096
EURO
34,5633
ALTIN
2.490,17
BIST
9.548,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bilecik
Az Bulutlu
27°C
Bilecik
27°C
Az Bulutlu
Çarşamba Az Bulutlu
24°C
Perşembe Az Bulutlu
22°C
Cuma Çok Bulutlu
17°C
Cumartesi Az Bulutlu
19°C

Buket Uzuner yeni kitap müjdesini Hepsitv’de verdi

Buket Uzuner yeni kitap müjdesini Hepsitv’de verdi

Yazarın, tabiat dörtlemesinin son kitabı Ateş, Mardin ve İzlanda ilişkisiyle okurlarıyla buluşmaya hazırlanıyor

Türkiye’nin lider e-ticaret platformu Hepsiburada’nın, Youtube kanalı Hepsitv, yayınlarına hızla devam ediyor. Programın moderatörlüğünü üstlenen yazar ve televizyoncu Yekta Kopan, Su, Toprak ve Uzun Beyaz Bulut Gelibolu romanlarıyla tanınan Türk edebiyatının önemli isimlerinden Buket Uzuner’i Tabiat dörtlemesinin üçüncü kitabı “Hava” hakkında konuşmak üzere ağırladı.

Hepsiburada’nın Youtube Kanalı Hepsitv üzerinden yayınlanan “Yekta Kopan’la Yazar Söyleşileri” programının ikinci konuğu Buket Uzuner oldu. Yazarın Tabiat dörtlemesinin üçüncü kitabı “Hava” üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirildi. Bir roman serisi yazmaya karar vermesinin nasıl bir sonuç doğurduğu sorulduğunda; bu kararı almanın oldukça zor olduğunu belirten Uzuner, serideki tüm romanların birbiriyle bağlantılı olması gerekliliğinin zaman zaman zorlayıcı olduğunu söyledi. Yazar bunun yanında romanları yazmasının 2 ila 5 yıl sürdüğünü ve tüm seriyi bitirmesinin en az 10 yılını alacağını belirtti.

Serinin yeni kitabı “Ateş” Mardin’de geçecek!

Buket Uzuner kitap serisinin İstanbul’da Su ile başladığını, Çorum’da Toprak ile devam ettiğini ve yeni çıkan Hava’nın ise Kayseri ve Kapadokya’da geçtiğini vurguluyor. Serinin henüz yolda olan dördüncü kitabı Ateş’in Mardin’de geçeceğini müjdeliyor. Bu özellikleriyle serinin bir Anadolu Dörtlemesi olduğunun altını çizen yazar, üçüncü kitap Hava’nın neden Kayseri’de geçtiğini de açıklıyor. Üç sene önce araştırma için Kayseri’ye gitmeye başladığını belirten Uzuner, Kayseri’ye 13. yüzyılda hastaları müzikle tedavi eden bir şifahane ve dünyanın ilk tıp okullarından birini yaptırtan Selçuklu kadın sultanı Gevher Nesibe Sultan’ın yeterince bilinmediğini görüyor. O an kitabını Kayseri’de geçirmeye karar veriyor ve Selçuklu dönemi üzerinde de çalışıp bu romanı yazmaya karar veriyor. Uzuner’in basılan kitap kapağının sol üst köşesinde de Gevher’in bir büstü bulunuyor.

“İnsan kendini tabiatın efendisi zannediyor.”

Uzuner, yapılan sohbette mistik bir yanı olmadığını, bilimden yana bir insan olduğunu belirtmekle beraber, şamanların tabiatla olan ilişkisiyle ilgilendiğini anlatıyor. “Biz Tabiatın bir parçasıyız, bunu hatırlamamız gerekiyor.” diye ekliyor. Şaman kelimesinin Hintçe olduğunu ve onların kendilerine asla şaman demediklerini, bunun yerine “kam, kaman” kelimelerini tercih ettiklerini belirtiyor. Yazara göre kamanlık tabiatın bir parçasısın, efendisi değilsin demek ve yazar da bu felsefeyi sevdiğini belirtiyor. Yekta Kopan’ın “Bizim doğayla ilişkimiz ve bunun getireceği sonuç hakkında umut var mı?” sorusuna Uzuner, “Umutlu değilim, çünkü insan kendini tabiatın efendisi zannediyor.” cevabını vererek cümlesine kitabına atıfta bulunarak “Fakat Defne Kaman umutlu; çünkü onun bilge bir ninesi var.” diye devam ediyor.

Genç yazarlara öneriler

Yazar, bir romanı yazarken öncelikle karakterler üzerine çalıştığını, konunun daha sonra geldiğini belirtiyor. Buket Uzuner, genç yazarlara öncelikle karakterleri canlı tutmayı, soy ağacı çıkarmayı öneriyor. Karakterleri böyle yaşatmanın yolu ne diye sorulduğunda ise yazar, “Bunu yaşatmanın bir formülü yok, hikaye anlatıcı olarak doğarsınız, şair olmak gibi.” cevabını veriyor. Devamında “Öyle doğduysanız da hikayeler akıyor ve karakterleriniz yaşıyorsa siz onları oturup seyrediyorsunuz.” diyor.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.