DOLAR
32,5463
EURO
34,8767
ALTIN
2.430,18
BIST
9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bilecik
Az Bulutlu
32°C
Bilecik
32°C
Az Bulutlu
Çarşamba Hafif Yağmurlu
26°C
Perşembe Az Bulutlu
20°C
Cuma Parçalı Bulutlu
24°C
Cumartesi Az Bulutlu
22°C

Bilecik’te “Ne? İnsan mı Hakları?” adlı resim sergisi ve basın açıklaması

Bilecik’te “Ne? İnsan mı Hakları?” adlı resim sergisi ve basın açıklaması

Saadet Partisi Bilecik İl Gençlik Kolları halkı bilgilendirme ve bilinçlendirme gayesi ile Bilecik Belediyesi Çay bahçesi önünde “Ne? İnsan mı Hakları?” adlı resim sergisini açtı.

 

Yaklaşık 5 saat süren programda Saadet Partisi Bilecik İl Gençlik Kolları üyeleri Bilecik halkı ile samimi diyaloglarda bulundu. Konuyla ilgili olarak bir de basın açıklaması yapan İl Gençlik Kolları Başkanı Enes EFE şunları söyledi:

Dünya bir sistematik döngünün içerisinde var olma gayretine sahipken, anlamsız bir çırpınmanın yakasına yapışarak var olma gayretini diri tutmak istiyor. Bu gayretin en önemli materyali insan olduğu için insani değerlere yapılan her türlü etki açıkça ortaya koyulmaktadır. Hepimizin bildiği gibi 1948 yılı Aralık ayında Birleşmiş Milletler tarafından “Evrensel İnsan Hakları Bildirisi” açıklanmış ve neredeyse dünyadaki bütün ülkeler bu bildiride taraf olmuştur. Bu bildiri ile insanın, insan olmasından dolayı sahip olduğu hakların temin edildiği ve güvence altına alındığı ifade edilmiştir. Bu güvence ifade edilirken; hiçbir şekilde ırk, dil, din, renk ve coğrafya ayrımı yapılmaksızın doğan her ferdin bu haklara sahip olacağı vurgulanmıştır.

Bir insanın yeryüzünde onurlu bir şekilde yaşamını sürdürebilmesi için sahip olması gereken; yaşama, barınma, beslenme, eğitim, seyahat, sağlık vb. haklar vardır. Bir insanın bir hakka sahip olması için öncellikle yaşaması gerekmektedir. Yaşaması için can güvenliğinin olması, sağlıklı olması, temel yaşam gereksinimi olan beslenme ihtiyacının giderilmesi gerekmektedir. Fakat yeryüzünde yıllardır insanlar açlık, hastalık, yoksulluk, yoksunluk gibi durumlarla karşı karşıya bırakılmaktadır. Dünyamızın bir tarafında insanlar obezite ile mücadele ederken öbür tarafında insanlar açlık ile terbiye edilmektedir. 800 milyon insan açlıkla mücadele ederken, 641 milyon insan obezdir. Yine dünya nüfusunun yaklaşık %11’i sağlıklı içme suyundan mahrum iken, geriye kalan nüfus ise hijyen ve kalite açısından sağlıksız içme suyuna ulaşabilmektedir.

Dünyada ekonomik olarak da ciddi adaletsizlikler yaşanmaktadır. Sermaye sahipleri servetine servet katarken, yoksul olan her geçen gün daha da yoksullaşmaktadır. OXFAM’ın verilerine göre dünyanın en zengin %1’lik kesiminin serveti, geri kalan %99’luk kesimin servetine eşittir. Ülkemizde de durum çok farklı değildir. Ülkemizde; nüfusun en zengin %1’lik kesiminin serveti, nüfusun %54,3’lük kesiminin servetine eşittir.

Yine yeryüzünde emperyal amaçlara hizmet eden savaşlar ve işgaller eliyle ciddi mağduriyetler yaşanmaktadır. Açlık ve yoksullukla mücadele eden milyonlarca insan varken savaşlarda kullanılan silahlara milyarlarca dolar para harcanmaktadır. Sadece Suriye’de 2011 yılından itibaren yaşanan iç savaşta 259 milyar dolar, “Arap Baharı” adıyla başlayan süreçte ise bölge ülkeleri tarafından 600 milyar dolar harcanmıştır. Bu savaşlar neticesinde insanlar yaşadıkları yerleri terk ederek göçmen konumuna düşmekte ve gittikleri ülkelerde çeşitli sıkıntılarla karşılaşmaktadırlar. Öbür taraftan işgaller, tacizler, katliamlar, sömürüler hat safhaya ulaşmıştır. Bölgemizde neredeyse huzurun hakim olduğu tek bir ülke ve şehir kalmamıştır. Son olarak İşgal altındaki Filistin topraklarında, kendine başkent seçmeye çalışan dünyanın en büyük terör örgütü İsrail’in ve onun maşası ABD’nin aldığı kararlar ortadadır. İnsanlığın vicdanında bu kararlar tamamen hükümsüzdür, Filistin bir bütündür ve Kudüs de bir bütün olarak Filistin’in başkentidir.

Bütün bunların yanında; şiddet, göç, çocuk yaşta işçilik, eğitim, temsiliyette adaletin sağlanması, adaletsizlik, kötü muamele ve işkence, işsizlik, kayırmacılık, faiz ile sömürü, toplumsal tabakalaşma gibi birçok konuda dünyamız ve ülkemiz iyi bir sınav vermemektedir. Araştırmalara göre dünyada kadınların %70’i, Türkiye’de ise %35’i şiddete maruz kalmaktadır.Öbür taraftan her yıl; dünyada 56 milyon, ülkemizde ise 100 bin kürtaj cinayeti işlenmektedir.Yine yapılan araştırmalara göre ülkemizde 2000-2016 yılları arasında 38 milyon kişi, işsizlik, güvenlik, yoksulluk gibi etkenlerden dolayı göç etmek durumunda kalmıştır. İşsizlik ülke genelinde ciddi boyutlara ulaşmış bu payeden en çok genç nüfus etkilenmiştir. 2017 yılı verilerine göre; ülke genelinde 3 milyon 443 bin kişi işsizdir, bunların 726 bin 473 tanesi 15-24 yaş aralığındadır. Çocuk işçi araştırmalarına göre 2016 yılında ülkemizdeki çocuk işçi sayısı 708 bindir.

Bütün bu süreçler içerisinde ülkemiz 15 Temmuz kalkışmasını yaşamış ve bunun neticesinde 20 Temmuz 2016 yılında ilan edilen OHAL ile ülkemizde kimse kendini güvende hissedemez hale gelmiştir. Bu süreçte KHK’ler ile 100 bin insan suçlanarak işini kaybetmiş ve suçsuzluklarını ispat etmeleri istenmiştir. Bu insanların içinde; öğretmenler, polisler, savcılar, hakimler, doktorlar, akademisyenler, askerler, belediye başkanları gibi neredeyse her sınıftan insan(suçu ispatlanmayanlar için) mağdur edilmiştir. Oysaki her insan suçu ispatlanmadığı sürece masumdur. Ülkemizde bu süreç maalesef tersten işletilmektedir. Bir diğer önemli husus ise seçim barajı olarak adlandırılan ve toplumun her kesiminin temsil edilmesinin önünde en büyük engel olarak duran %10 barajının vicdanen hiçbir karşılığı yoktur. Temsilde adaletin sağlanmasının tek yolu bütün engelleri ve barajları kaldırmaktır.

Netice olarak; onca devlet, onca insan hakları kuruluşu, uluslararası kuruluşu ve bunların sözde savunduğu değerlere rağmen yaşadığımız dünyaya; kan, gözyaşı, zulüm, sömürü ve adaletsizlik hâkimdir. Kabul edilmelidir ki uluslararası camia “İnsan Hakları” konusunda sınıfta kalmıştır. Söylem olarak güvence altına alındığı iddia edilen bütün insan hakları, egemen güçlerin menfaati söz konusu olunca göz ardı edilmekte ve çiğnenmektedir. Bu anlayış; hem inancımıza hem vicdanımıza hem de insanlığımıza aykırıdır ve kabul edilemezdir. Yaşadığımız dünya hepimizin sağlıklı, özgür ve müreffeh yaşayabileceği bir dünyadır ve bu dünya 8 milyar insanın tamamına aittir. Saadet Partisi Gençlik Kolları olarak buradan tüm dünyaya tüm insanlığa bir kez daha haykırıyoruz! Vicdanın kınayan sesine ant olsun ki yeryüzünde yaşanan zulümlere tahammül etmeyecek, elimizin yetiştiği her coğrafyada yaşanan haksızlıkları ortadan kaldırmanın mücadelesini vereceğiz. Adil Bir Dünyada buluşmak dileği ile hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.