DOLAR
32,5995
EURO
34,7919
ALTIN
2.496,49
BIST
9.444,66
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bilecik
Hafif Yağmurlu
16°C
Bilecik
16°C
Hafif Yağmurlu
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Parçalı Bulutlu
22°C
Pazartesi Çok Bulutlu
26°C
Salı Az Bulutlu
26°C

Bilecik Türk Büro-Sen Başbakan Davutoğlu’na seslendi!

Türk Büro-Sen.Bilecik İl Temsilciliği Basın Açıklaması

Türk Büro-Sen.Bilecik İl Temsilcisi Cüneyt Taşkesen yazılı bir basın açıklaması yayınladı ve devlet memurları,işçiler,emekliler ve asgari ücretliler için Başbakan Davutoğlundan ZAM haberi duymak istediğini dile getirdi.

Türk Büro-Sen.Bilecik İl Temsilcisi Cüneyt Taşkesen yayınlamış olduğu basın açıklamasının tam metni;

Sayın Başbakanım;Sizden Yarın TBMM Kürsüsünden bir müjde de devlet memurları,işçiler,emekliler ve asgari ücretliler için ZAM ve iyileştirme haberleri duymak istiyoruz…

Türkiye seçim atmosferine girmiş olmanın verdiği heyecanla siyasi partilerden ve iktidar partisinden Salı günleri grup toplantılarında müjdeler duymaya başladık. Her hafta Salı günü sayın Başbakanımız “müjde” adı altında toplumun çeşitli katmanlarına müjdeler vermektedir.

En son açıklamalarında sanayiciye, kobilere, konuta ve bunun gibi çeşitli alanlara karşılığı olmayan bir çok müjde verdi. Biz kamu çalışanları olarak 13 yıldır ötekileşmenin, ötekileştirmenin, yok sayılmanın ve maalesef bazı hakları da elinden alınmış olmasına rağmen bizler haklı olarak sayın Başbakandan yarın ki grup toplantısında Türkiye Kamu Sen’in %12’lik ek zam talebini değerlendirerek kamu çalışanlarına bir müjde vermesini istiyoruz.

Yarın emeklimize bir müjde istiyoruz. Çünkü ülkemizde açlık sınırı 1.300,00 TL olduğu için en düşük emeklimizin 500-600 TL maaş aldığını varsayarsak emeklimize en az %50 zam istiyoruz. Açlık sınırının üzerinde maaş alması gerektiğini düşünüyoruz.

Hakeza asgari ücretlimizin de açlık sınırının üzerinde maaş alması için %50 zamda onlara istiyoruz. Veya asgari ücretlilerden vergi diliminin kaldırılmasını talep ediyoruz.

Müjde verilecekse ülkemizde yoksulluk sınırının 3.300,00 TL olduğu bir durumda çalışan devlet memurlarının 2.100,00 TL maaş aldığı bir noktada çalışanların en azından yoksulluk sınırının üzerinde bir maaş zammı almasını talep ediyoruz.

Bugün SGK’da emekli maaşları aylık bağlama oranları %75’ten %35’e düşmüştür.  Emeklilerimiz için bu oranın tekrar eski haline getirilerek en düşük emekli maaşının açlık sınırının üzerinde olması sağlanmalıdır. Bizler ücretliler olarak yarın ki AKPARTİ’nin grup toplantısında Başbakan’dan bu müjdeli haberleri bekliyoruz.

İktidara geldiği günden bu tarafa devlet memurlarının iş güvencesini her ortamda dillendiren hükümet yine son dönemde tekrar gündeme getirmeye ve bunun konuşulmasını ve memurun iş güvencesinin kaldırılması noktasında çalışmalarının olduğunu bilmekteyiz. Bir çalışan için kazanılmış en büyük hak iş güvencesidir. İş güvencesiz bir memur hem devletini hem hükümetini hem de toplumu için çok tehlikeli noktaları doğurabilecek sorunları karşımıza çıkartır.

Memurun iş güvencesi devletin güvencesidir. Ve ne yazık ki insanlar bilerek veya bilmeyerek gelişmiş ülkeleri de örnek vererek devlet memuruna iş güvencesinin fazla olduğunu ve hatta yandaş sendikanın bir dönem Genel Başkanlığını yapmış Ahmet AKSU bile bir sendikacı adına söylenmeyecek, konuşulmayacak bir söz sarf etmiş “iş güvencesi devlet memuru için lüks” deme gafletinde bulunmuştur. Dünyanın hiçbir ülkesinde işçi ve memur aynı statüde çalışmamaktadır. İngiltere, Almanya, Fransa, Brezilya, Danimarka, ABD, İtalya gibi ülkelerde kamu görevlilerinin farklı bir hukuki düzenlemesi vardır. Ve bu ülkelerde devlet memurlarının hayat boyu iş güvenceleri mevcuttur. Osmanlı da dahi memurların ayrıcalıklı bir sınıf olarak yer aldığının bilinmesi gerekir. Aslında biz şunu biliyoruz ki işçi memur ayrımının kaldırılmak istenmesinin altında yatan tek gerekçe memurların iş güvencesinin kaldırılarak kamu hizmetlerinin tarafsızlığının yok edilmek istenmesi, devlet memurluğundan hükümet memurluğuna veya taşeronlaşmaya geçişi sağlamak adı devlet içi boş bir yapı oluşturarak memur üzerinden devleti tartışmaya açmaktır.

Devlet memurlarının mutlak bir iş güvencesi zaten mevcut değildir. Devlet Memurları Kanununun 125. maddesine aykırı eylem ve işlemlerde bulunan kamu çalışanları işten el çektirilmeye dair bütün hükümleri içermektedir. Bunun haricinde sadece ihbar ve kıdem tazminatı verilerek kapının önüne konulması demek devlette devamlılığın esas olduğu bir noktada devletin geleceğini tartışmaya açmaktır.

Son günlerde ülkemizde yeni anayasa ve yeni idari sistemler üzerinde durulan tartışmalarda Türkiye Cumhuriyeti Devletinin parlamenter sistem içerisinde devam etmesi bizim öngörümüzdür. Yeni anayasa ve sistem tartışmaları ülkede somut sorunlardan soyut, hayali algı yöneltme yöntemleriyle insanların duygu ve düşüncelerini ve hayallerini, umutlarını yönlendirmek veya satın almak adına yapılan söylemlerdir. Ülkenin somut gerçeklerine baktığımız zaman;

Kamu çalışanının iş güvencesini,
Emekliye yapılacak olan zam,
Asgari ücretli ve taşeron şirket çalışanlarının sorunlarını,
Esnafın sorunlarını,
4/C’lilere kadro verilmesini,
Çiftçinin sorunlarının çözümü noktasında bu sistemin ve bu anayasanın engel teşkil ettiğini düşünmüyoruz.

Bu vesileyle toplumda bir algı operasyonuyla her şeyin sorumlusu, ayak bağı sanki bu anayasa veya bu sistemmiş gibi bir algı oluşturulmak isteniyor. Oysa yazılan kanunlar değil yürütmenin çalışmaları ile çözülebilecek sorunlardır. Nitekim 13 yıldır iktidarda bulunan hükümet hangi yasayı geçirmek isteyipte geçiremediğini veya hangi kurumun müdürünü değiştirmek isteyipte değiştiremediğini, hangi kadroya yeteri kadar insan alınması noktasında anayasanın engel teşkil ettiğini veya hangi yatırımların yapılması noktasında sıkıntı yaşandığını anlamakta zorlanıyoruz.

Türk Büro Sen olarak kamu çalışanlarının hak ve menfaatleri noktasında bizler anayasanın bu haliyle engel teşkil ettiğini düşünmüyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyrulur.

Cüneyt Taşkesen

Türk Büro-Sen.Bilecik İl Temsilcisi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.