Eğitim Bir Sen Bilecik Şubesi önderliğinde Kayı Boyu Camisinde Cuma namazına müteakiben Halep’te hayatını kaybedenler için gıyabi cenaze namazı kılındı.
Memur-Sen, Kızılay, İHH, Cansuyu Derneği, Deniz Feneri; Cuma namazı sonrasında Halep’te yaşamanı yitirenler için basın açıklaması yaptılar ve “Halep’i Açlıktan İnsanlığı Utançtan Kurtar!” kampanyasını Bilecik’te başlattıklarını ifade ettiler.Memur-Sen, Kızılay, İHH, Cansuyu Derneği, Deniz Feneri; Cuma namazı sonrasında Halep’te yaşamanı yitirenler için basın açıklaması yaptılar ve “Halep’i Açlıktan İnsanlığı Utançtan Kurtar!” kampanyasını Bilecik’te başlattıklarını ifade ettiler.
Halep’te yaşamını yitirenler için gıyabi cenaze namazı kılındı
Suriye’nin Halep kentindeki saldırılarda hayatını kaybedenler için Bilecik’te gıyabi cenaze namazı kılındı. Kayı Boyu cami avlusunda toplanan sendika ve sivil toplum örgütü üyeleri Halep’te yaşamını yitirenler için gıyabi cenaze namazı kıldılar.
“Halep’i Açlıktan İnsanlığı Utançtan Kurtar!”
Sendika ve sivil toplum örgütleri üyeleri kılınan gıyabi cenaze namazı sonrasında Kayı Boyu Cami önünde konuya ilişkin basın açıklaması yaptılar.
Eğitim Bir Sen Bilecik Şube Başkanı Ahmet Selöz, yaptığı açıklamada, “İnsani yardımın gidebilmesi için geçici ateşkesin bile Birleşmiş Milletler’de veto edildiği bir dünya, daha ne söylenebilir? Zalim düzenin devamı için terör bir aparat olarak kullanılmaktadır. Biz biliyoruz ki, terör, özellikle İslam dünyasında yıkımın yaşanması için bizzat emperyalist devletler tarafından desteklenmektedir.” dedi.
Selöz, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Halep bizim tarihimiz.
Halep bizim parçamız.
Halep bizim yürek yangınımız.
Bugün Srebrenitsa’nın kaderini Halep yaşıyor. Halep’te insanlık ölüyor. Batı yine üç maymunu oynuyor..
Bugün insanları, insanlığın ve bütün insani değerlerin katledildiği kentlerden biri Halep! Terörü konvansiyonel silaha dönüştüren devletlerin, bütün dünyadan yalıtarak katliam yaptığı Halep’te can pazarı yaşanıyor.
Ve maalesef insanlık bu katliamı kanıksamış durumda. Dünyanın birçok ülkesinde yaşayanlar bu katliamları kendi surları arkasından “bir film izliyormuş gibi” seyrediyor.
Değerli dostlar, Halep, insanlığın topyekûn öldüğü bir yerdir artık. Kim hangi bahanenin arkasına gizlenirse gizlensin hakikat budur. Bu yüzden Halep, aynı zamanda insanlığın imtihanıdır.
Ama insanlık duyarsız, insanlık kayıtsız…
En çok da ümmetin sessizliği canımızı acıtıyor.
Surların arkasına sığınmış batılıların kahir ekseriyetinin duyarsızlığına Bosna’da, Çeçenistan’da, Afganistan’da, Irak’ta şahit olmuştuk.
Fakat ümmet kendinden uzak zannettiği olayın bizatihi ortasında olduğunu nasıl anlamaz? İçindeki yangını nasıl hissetmez?
Nasıl susma korosuna katılır? Ölen biziz. Ezilen biziz. Toza dönüştürülerek köle edilmek, yok edilmek istenen biziz.
İslam ümmeti, adım adım izlenen ve kendisini yok etmeyi hedefleyen stratejiyi neden görmez? Neden?
Yoksa bu köhne sistemin, bu çarpık düzenin kendisine dokunmayacağını mı zannediyor?
Her gün ölen yüzlerce insanın istatistiki bir veri olmanın ötesine geçemediği bu bozuk dünya düzeninde, herkes bilmeli ki bir gün, insanlığın sığınacak yeri kalmayacak. Çünkü bu çarpık ve bozuk düzen, propaganda araçları marifetiyle, bir avuç kapitalistin, birkaç emperyalist devletin çıkarı için şiddeti meşrulaştıracak söylemler üreterek devamlılığını sağlamaktadır.
Trump’un attığı twit, basında Halep’te her gün katledilen insanlardan daha fazla yer alıyorsa bu düzeni başka nasıl açıklayabiliriz ki?
İnsani yardımın gidebilmesi için geçici ateşkesin bile Birleşmiş Milletler’de veto edildiği bir dünya daha ne söylenebilir ki?
Ölen ve açlıktan kıvranan insanları küçük bir ayrıntıya indiren analistlere, stratejistlere bakınca insan başka ne düşünebilir ki?
Bugün insanlık dramının merkezi Halep, aynı zamanda işte bu ve benzeri manzaralardan dolayı bir ahlak imtihanının da merkezidir.
Evet… Halep bir ahlak meselesidir.
Tıpkı Arakan, Filistin, Afganistan, Irak, Mısır gibi…
Evet… Halep, geç kalınmış olsa da ahlak isyanının başlangıç noktasıdır.
Yukarıda ifade ettiğim gibi zalim düzenin devamı için terör bir aparat olarak kullanılmaktadır. Biz biliyoruz ki, terör, özellikle İslam dünyasında yıkımın yaşanması için, bizzat emperyalist devletler tarafından desteklenmektedir. Suriye’ye bakın. İlk günden beri terör örgütleri etkin bir silah olarak kullanılmakta… Ve bunu hepimiz biliyoruz. Ne çare ki, sözün kar etmediği bir zamanda yaşıyoruz. Çünkü düzen öyle kurulmuş. Düzen güçlünün diline göre hükmünü icra ediyor maalesef.
Biz yine de düzenin bu yalanını yüzlerine çarpıyoruz. “Terörü üretenle, terörü temizleyeceğim diyen aynı ağız” diye haykırarak, Halep için ayağa kalktık. Biz biliyoruz ki, orada, o can pazarının yaşandığı mahşer yerinde, insanlık direniyor. İşgalci emperyalistler ne derse desin biz olaya bu şekilde bakıyoruz.
Rusya, İran ve Suriye rejiminin ortaklaşa gerçekleştirdikleri katliama karşı da uluslararası düzeyde “insanlık diplomasisi” başlattığımız buradan deklare ediyoruz. Çünkü, dünyanın her yerinde vicdanlı insanlar olduğuna biliyoruz. Biz vicdanlara seslenerek, insanlığı harekete geçirebileceğimize inanıyoruz.
Merhamet ihtiyacı adalet yoksunluğuna dayanır. Biz daha köklü çözümler üretilmesi gerektiğini, adil bir dünyanın vicdanları harekete geçirdiğimiz zaman mümkün olduğunu inanıyoruz. Yani tüm dünya üzerindeki Rachelleri, Malcom X’leri, Gandileri harekete geçirerek Halep’e bir vicdan köprüsü oluşturmak zorundayız. İnşallah bunu başaracağız.
Bunun ilk adımı olarak da “Halep’i açlıktan, insanlığı utançtan kurtar.” temalı kampanyamızı başlattık. Halep büyük bir hapishaneye, bir açlık kampına, bir işkence kampına dönüşmüş durumda. Bir taraftan bombalar yağıyor, bir tarafta açlık insanları vuruyor. Bir an önce insanların temel ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor. Bizler, MEMUR-SEN, Kızılay, İHH, Cansuyu Derneği, Deniz Feneri olarak ilk aşamada Halep’e 81 tır un ulaştırmayı hedefliyoruz. Bu faaliyetlerimiz süreç içinde düzenli bir şekilde devam edecek. “