DOLAR
32,4373
EURO
34,4579
ALTIN
2.479,08
BIST
9.679,80
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bilecik
Hafif Yağmurlu
26°C
Bilecik
26°C
Hafif Yağmurlu
Çarşamba Az Bulutlu
24°C
Perşembe Az Bulutlu
22°C
Cuma Az Bulutlu
16°C
Cumartesi Az Bulutlu
18°C

Glütensiz Ürünlere Dikkat

Glütensiz Ürünlere Dikkat. Artan hava kirliliği, gıda hormonları, çapraz bulaşmalar derken günden güne yeni bir alerjik vaka haberi duyuyoruz. Acı bakla alerjisi de bunlardan biri. Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Üyesi Doç. Dr. Fatih Dilek acı bakla ununun, buğday ununa karıştırılmasına izin verilmesinin ardından alerjik reaksiyonlarda artış olduğunu söyledi. Dr. Dilek, acı baklanın alerjik besinler arasına girdiğini ve glütensiz ürünleri tüketenlerde acı bakla alerjisinin daha sık bildirildiğini açıkladı.

Acıbakla; Latince adı Lupinus Albus olan baklagiller (Fabaceae) ailesine ait bir bitki. Fasulye, nohut, soya, mercimek, yer fıstığı, bezelye, börülce, demir hindi ve çemen otu gibi bitkiler de aynı aileye ait. Acı bakla, Akdeniz ülkelerinde yaygın olarak yetiştirilen ve tüketilen bir bitki ve ülkemizde termiye, acı bakla, delice bakla, gavur baklası, mısır baklası gibi değişik isimlerle adlandırılıyor. Haşlanmış veya kurutulmuş olarak tüketilen bu besinin son 20 yıldır acı bakla ununun, buğday ununa karıştırılmasına izin verilmesinin ardından birçok alerjik vakanın bildirilmesine neden olduğunu söyleyen Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Üyesi Doç. Dr. Fatih Dilek, “Acı baklanın soğan halkası kızartması gibi yaygın tüketilen besinlerde gizli alerjen olarak bulunması nedeniyle alerjik reaksiyonlar bildirilmeye başlandı” diye konuştu.

Acı baklaya karşı gelişen alerjik reaksiyonların, diğer gıdalarla görülen reaksiyonlara benzer semptomlar oluşturduğunu ifade eden Doç. Dr. Fatih Dilek, bunlar arasında; kurdeşen, ağızda kaşıntı, yüzde, dilde veya boğazda şişme, karın ağrısı, bulantı, kusma, burun akıntısı veya gözlerde sulanma, nefes almada zorluk, öksürük, hırıltılı solunum ve tansiyonda ani düşme olduğunu söyledi. “Literatürde ‘gizli’ acı bakla içeren ticari ürünlerin tüketilmesi sonucu tekrarlayan anafilaksi (alerjik şok) vakaları bildirilmiştir” diyen Dilek, özellikle kişide astım varsa ve kontrollü değilse, diğer gıda alerjenlerinde olduğu gibi acı bakla alerjisinde de astımın şiddetli alerjik reaksiyonlar için bir risk faktörü olduğunu ifade etti.

Fıstık alerjisi olan bireylerin yüzde 4 ila yüzde 28’inin acı bakla alerjisi de olduğu söyleyen Doç Dr. Fatih Dilek, “Bazı çalışmalarda bu aran yüzde 46’ya kadar yükseliyor. Yakın zamanda yapılan bir çalışmada fıstık alerjisi olan çocukların yüzde 15’inde baklagiller ailesinden başka bir gıdaya da alerjisi olduğu gösterildi” diye konuştu.

Bütün gıda alerjilerinde olduğu gibi, tanısal yaklaşımın ilk basamağının hastanın öyküsünü ayrıntılı olarak öğrenmek olduğunu söyleyen Dilek, bunu takiben, alerji uzmanının deri testleri veya spesifik immünoglobulin E tayinleri ile tanıyı kesinleştirmeye çalışacağını, gerekli görülmesi halinde acı bakla veya diğer baklagiller ile hastane ortamında belli bir protokol dahilinde yükleme testlerinin yapılması gerekebileceğini belirtti.

Doç. Dr. Fatih Dilek, alerjisi olan hastanın acı bakla içeren hiçbir ürünü tüketmemesi gerektiğini hatta bazı çok hassas bireylerde deriye temasının veya solunum yoluyla vücuda girmesinin bile alerjik reaksiyonu başlatabileceğini söyleyerek yapılması gerekenleri şöyle anlattı:

“Daha öncesinde anafilaksi (alerjik şok) geçirmişse veya acı bakla alerjisi ile birlikte astım hastalığı varsa hastaya adrenalin oto-enjektörü reçete edilmeli ve kullanımı öğretilmedir. Anne ve babanın yanı sıra çocuğun bakıcısı, öğretmenleri ve varsa diğer aile bireyleri de durumdan haberdar edilmeli ve adrenalin oto-enjektörü kullanımı konusunda eğitilmedirler. Ne yazık ki gıda alerjisi olgularında gerekli olduğu durumlarda adrenalin oto-enjektörü kullanım oranları çok düşüktür. Bu durumu aşmanın tek yolu hasta ve çevresinin eğitimine önem vermek, sorularını sabırla yanıtlamak ve endişelerini bilimsel veriler ışığında gidermektir. Hayatı tehdit eden reaksiyonlarda adrenalin oto-enjektörü kullanımı sonrası hemen tıbbi yardım istenmeli ve en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Çocuk hastaların gıda alerjilerini belirten tıbbi bileklikler kullanması da bir diğer öneridir. Daha hafif şiddetteki reaksiyonlar için takip eden hekim gerekli tedavileri uygulayacaktır.”

“Acı bakla; un veya kepek halinde gıdalara eklenebilir, gluten içermediğinden glutensiz ürünlerde bulunabilir. Bilhassa gluten free ürünleri tüketenlerde acı bakla alerjisi daha sık bildirilmiştir. Makarna, sürülebilir çikolatalar, vejetaryen sosisleri, soslar, pişmiş soğan halkaları, salatalar, acı bakla ezmesi, dondurmalar, mezeler, ekmek ve fırınlanmış ürünlerde gizli alerjen olarak bulunabilir. Hastalar bu konuda uyarılmalıdırlar. Çocukluk çağı gıda alerjileri genel olarak yaş ilerledikçe düzelme eğilimindedir. Acı bakla alerjisinin doğal seyri hakkında yeterli bilgi birikimi olmamakla birlikte diğer bakliyat alerjilerinin yaş ilerledikçe düzelme hızları inek sütü ve yumurta alerjilerine göre oldukça yavaştır.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.