18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin 101. Yıldönümünde Aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz.
Bugün 101’inci yılını kutladığımız Çanakkale Deniz Zaferi, özgür olarak yaşadığımız bu vatan topraklarına çok kolay sahip olmadığımızın da göstergesidir.
18 Mart aynı zamanda Şehitleri Anma Günü olarak, din dil, ırk, inanç farkı gözetmeksizin canı ve kanı pahasına vatan topraklarını savunan şehitlerin, gazilerin saygıyla, sevgiyle, minnetle anıldığı kutsal bir gündür.
18 Mart, bir milletin yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı günlerde başkaldırışının, dünyaya kafa tutuşunun da ifadesidir.
18 Mart, “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum” talimatını veren Gazi Mustafa Kemal’in liderliğinde, milletimizin zalimlere karşı destansı direnişinin de sembolüdür.
18 Mart, büyük önder Mustafa Kemal’in “Geldikleri gibi gidecekler” diyerek mazlum ülkelerin emperyalistlere karşı başkaldırışının işaret fişeğini ateşlediği gündür.
18 Mart, milletimizin savaşta dahi insanlığını unutmadığı, Mustafa Kemal’in gerekmedikçe savaşın bir cinayet olduğuna da dikkat çektiği, gündür.
18 Mart, uzak diyarlardan evlatlarını işgal amacıyla savaşa gönderen analara, “Göz yaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız, bizim bağrımızdadır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim çocuklarımız olmuşlardır’ diyebilen Mustafa Kemal’in önderliğinde “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesiyle bağımsız, barışçı yeni Türk Devleti’nin ilk temellerinin savaş meydanlarında atıldığı gündür.
18 Mart, Türk Ulusunun etnik kökeni, dini, dili. mezhebi ne olursa olsun vatan toprakları için seve seve canını verebileceğini kanıtladığı gündür.
Bu duygu ve düşüncelerle Çanakkale’yi geçilmez kılarken şehit olan ve yan yana, omuz omuza kardeşçe yatan Mehmetçikleri hayatlarını hiçe sayan gazilerimizi, cephelere sırtında cephane taşıyan cefakâr analarımızı, bacılarımızı rahmetle, minnetle ve şükranla anıyor, sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.