DOLAR
32,5427
EURO
34,8772
ALTIN
2.433,02
BIST
9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bilecik
Az Bulutlu
32°C
Bilecik
32°C
Az Bulutlu
Çarşamba Az Bulutlu
27°C
Perşembe Az Bulutlu
21°C
Cuma Açık
24°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
22°C

Bilecik İl Müftümüz Necati Akkuş tan Kandil Mesajı

Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’in, “İbret almak veya şükretmek dileyen kimseler için gece ile gündüzü bir biri ardınca getiren O’dur.” (Furkan/62) ayet-i kerimesinde ifade edildiği gibi her doğan güneş, faydalı bir insan, iyi bir kul olma yolunda insana yeni bir fırsat verir. Peş peşe gelen gece ile gündüzler, aylar ve mevsimler, insana farklı duygular yaşatır ve insanı durağanlıktan, ataletten kurtarır.

Zaman, her birimiz için değerli bir mefhumdur. Kandil geceleri, ömür yapraklarımızın birer birer koptuğunu, son Berat Kandili’nden bu yana bir yıl daha yaşlandığımızı adeta bizlere ikaz etmektedir. Bu ikazlardan ders alabilenler ve her anın, her zaman diliminin gereğini yapabilenler, hayatlarının sonunda pişman olmayacaklar, nedamet duyguları yaşamayacaklardır.

İşte Şaban ayının 15. gecesine rastlayan Berat Kandili de ömür zincirinin halkaları arasında anlamlı bir bölümdür. Aynı zamanda Ramazan ayının müjdecisi olan bu gecede geçmiş ömrümüzün muhasebesini yapma, kalan ömrün insan vasfına ve iyi bir Müslüman’a yakışır bir şekilde geçirilmesi için karar verme ve plan yapma imkanı vardır.

İnsan olarak, kul olarak günahsız, hatasız ve kusursuz olduğumuzu iddia etmek mümkün değildir.

                                  BERAT CEHENNEMDEN KURTULUŞ SENEDİ

Aslı “BERAET” olan ve dilimizde “BERAT” olarak kullanılan bu kelime lügatte,  “Borçtan, hastalıklardan, suç ve cezadan kurtulmak”,  dini terim olarak ise; “Günahlardan arınmak, temize çıkmak, ilahi af ve rahmete nail olmak” manalarını ifade eder.

İslam aleminde asırlardan beri ihya edilen “Leylet-ül Berat” yani “Kurtuluş Gecesi” Berat Gecesi, Allah’ın emir ve yasaklarına gerektiği şekilde uymadığı için pişmanlık duyanların; Allah’ın engin rahmet ve mağfiretine sığınma imkan ve fırsatına kavuşacakları istisnai bir zaman dilimidir.

Bu gecenin dört adı vardır:

“Mübarek Gece”, “Berae Gecesi”, “Sakk(belge senet) Gecesi. “, “Rahmet Gecesi.”

Tefsirlerde bu gece ile ilgili olarak şu şekilde izahlar yer almaktadır: Berat, belge veya senet demektir. Vergi ödendiği zaman nasıl ki vergi borçlusuna borcundan kurtulduğunu gösteren bir belge veriliyorsa, Allah Azze ve Celle de Berat Gecesinde mü’min kullarına cehennem azabından “Kurtuluş Beratı” yazar.

Hz Peygamber (SAV) bir hadisi şerifinde; “Allah Tealâ, Şaban ayının on beşinci gecesinde -rahmetiyle- dünya semasına tecelli eder ve Kelb Kabîlesi’nin koyunlarının tüyleri sayısından daha çok sayıda günahkârı affeder.”

Bazı hadis-i Şerifler de ise bu gece tövbe etmezlerse, bazı kimselerin affedilmeyecekleri ve Allah’ın kainatı kuşatan rahmet, mağfiret ve sonsuz şefkatinden mahrum bırakılacakları haber verilmektedir.

1- Allah’a ortak koşanlar.
2- Kalpleri düşmanlık hisleriyle dolu olup insanlarla zıtlaşmaktan başka bir şey düşünmeyenler.
3- Müslümanların arasına fitne sokanlar.
4- Akrabalık bağlarını koparanlar.
5- Gurur ve kibir sebebiyle elbiselerini yerde sürüyenler.
6- Anne ve babalarına isyanda devam edenler.
7- Devamlı içki içenler.

Şayet, bu kimseler Allah’a tövbe eder ve günahlarından vazgeçerlerse, elbetteki ilahi rahmet onları da saracak ve şu ayetin müjdesi onlara da ulaşacaktır. De ki: “Ey haddi aşarak nefislerine karşı zulmetmiş kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.” (Zümer/53)

Günlük hayattaki davranışlarımızın Kur’an-ı Kerim’e ve Sünnet-i Seniyye’ye uygunluğunu değerlendirdiğimizde her gün birçok hatalar yaptığımızı; bilerek veya bilmeyerek  günahlarla ruh dünyamızı, manevi atmosferimizi olabildiğince kirlettiğimizi görebiliriz. Ancak bütün varlıklara merhameti sonsuz olan Yüce Allah, kalplerimizi karartan günahlardan kurtulmamız için tevbe kapısını hep açık tutmuş, ve bizi bu kapıya davet ede gelmiştir. “Ey iman edenlar! Samimi bir tevbe ile Allah’a dönün. Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter…” (Tahrim/8) ayeti samimiyetle Rabbine yönelen her kulun ilahi korunmaya alınacağının müjdesini verir. Tevbe aslında sadece belli günahları işleyenlerin başvuracağı bir af kapısı değil, aynı zamanda her mü’minin yaratana sığınmak için her halükârda yapması gereken asli bir ibadettir. Sevgili Peygamberimiz (SAV) “Ben günde 70 kez tevbe ederim” derken bu gerçeğe işaret etmektedir.

                                        CENAB-I  MEVLÂNIN HAS KULLARI OLABİLMEK 

Bu itibarla; idrak ettiğimiz Berat Kandili’ni eşsiz bir fırsat bilelim ve hayatımızın son kandili gibi kabul ederek; Furkan suresinde: “Rahman’ın has kulları onlardır ki…” diye başlayarak özellikleri belirtilen ve övülen mü’min kimselerden olmak için gayret gösterelim.

Nitekim bu surenin 63-74. ayetlerinde Yüce Mevlâ’mız müminlerin özelliklerinden bahsetmekte ve onları Rahman’ın has kulları olarak nitelendirmektedir.

Cennette en yüksek derecelere sahip olacak olan Rahman’ın has kulları, bu ayetlerde dokuz vasıfla anılmaktadırlar.

1. Tevazu içerisindedirler:

“Rahmân’ın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler…” (Furkan 25/63)

2. Tatlı dil ve güzel sözlüdürler:

“Kendini bilmez kimseler onlara laf attığında (incitmeksizin) “Selam!”der (geçerler)” (Furkan 25/63)

3. Geceleri namaz kılarlar:

“Gecelerini Rablerine secde ederek ve kıyam durarak geçirirler.” (Furkan 25/64)

4. Allah’ın azabından korkarlar:

“Rabbimiz! Cehennem azabını bizden uzaklaştır. Doğrusu onun azabı gelip geçici değil,devamlıdır.”

derler. (Furkan 25/65)

5. Harcamada itidal içerisindedirler:

“Harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar.” (Furkan 25/67)

6. Şirk, kasten adam öldürme ve zinadan uzak dururlar:

“ Allah ile beraber (tuttukları) başka bir tanrıya yalvarmazlar, Allah’ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler. Bunları yapan, günahı (nın cezasını) bulur.” (Furkan 25/68)

7. Yalancı şahitlik yapmaktan ve yalan konuşmaktan sakınırlar:

“Onlar, yalan yere şahitlik etmezler, boş söz ve işlere rastladıklarında vakarla oradan geçip giderler.” (Furkan 25/72)

8. Yapılan vaaz ve nasihatleri kabul ederler:

“Kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığında, onlara karşı sağırlar ve körler gibi davranmazlar.” (Furkan 25/73)

9. Daima Allah’a tazarru içerisinde dua ederler:

“Ey keremi bol Rabbimiz! Bize gözümüzün, gönlümüzün süruru olan temiz eşler ve nesiller ihsan eyle ve bizi takva sahiplerine önder kıl.” (Furkan 25/74)

Her şeye gücü yeten sonsuz kudret sahibi Cenabı Hakk’a; “Rabinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Bilesiniz ki O, haddi aşanları sevmez. Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Hem endişe, hem de ümit ile O’na yalvarın. Muhakkak ki Allah’ın rahmeti iyi kimselere yakındır.” (A’raf/55-56) ayet-i kerimelerinde belirtildiği şekilde; affedilip bağışlanma  ümidi  ile, günah yükünün ağırlığının verdiği bir yeis hali; endişe affedilmeme korkusu arasında,  ama hulusu kalp ile yani bütün samimiyet ve kararlılığımızla dua edelim.

Ğafur ve Rahim olan Cenab-ı Mevlamızın  “Yok mu benden af dileyen, onu affedeyim; yok mu rızık isteyen, onu rızıklandırayım; yok mu musibete uğrayan, ona afiyet vereyim; yok mu şunu isteyen, yok mu bunu isteyen diye tanyeri ağarıncaya kadar devam aden davetine gönlümüzü açarak, Hz Resulullah (SAV)in;

‘Allah’ım! azabından afvına, gazabından rızana sığınıyorum. Sen’den yine Sana iltica ediyorum. Şânın yücedir. Sana yaptığım senayı Senin kendine yaptığın senaya denk bulmuyorum. Sana lâyık bir surette hamd etmekten âcizim.’ duasına dualarımızı katarak ve Kur’an’ın bizlere öğrettiği, “Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka kaybedenlerden oluruz.” (A’raf,/23) ilticası ile

Bizleri, aile efradımızı, akrabayı taallukatımızı, milletimizi, alemi İslamı ve bütün insanlığı her türlü, felaketlerden ve afetlerden koruması, dünyevi ve uhrevi bela ve musibetlerden  kurtuluşumuz için O’na (CC) yalvarıp yakaralım.

Birbirimizi sevmedikçe olgun mü’min olamayacağımızı; dedikodu, iftira, kin, nefret ve düşmanlık besleme gibi kötü huyları terk etmeden fert ve toplum olarak huzura kavuşamayacağımızı; israf, tembellik, haksız kazanç sağlama vb.olumsuz davranışları bırakmadan da kalkınamayacağımızı yeniden iyice idrak edelim.

Bu duygu ve düşüncelerle, Bilecik’li kardeşlerimin, bütün İslam aleminin “Berat Kandilini” en içten dileklerimle tebrik eder, bu gecenin insanlığın, barış, huzur ve saadetine vesile olmasını, beldemize ve ülkemize huzur ve bereket getirmesini Yüce Allah’tan niyaz ederim.

müftünecatiakkuş

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.