Ayşe Tatile Bugün Çıkmıştı (14 Ağustos 1974)
Kıbrıs Muharip Gazisi Emekli Astsubay Hayati Durak, tam 48 yıl önce bugün ‘’Ayşe Tatile Çıksın’’ parolasıyla Kıbrıs’a 2. Barış Harekatı’nın nasıl başladığını anlattı.
Kıbrıs Barış Harekatı
Bilindiği üzere 15 Temmuz 1974’te Yunan subaylarının yönetimindeki RMMO ve EOKA-B tarafından Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak için bir darbe yapılmıştı.
Garantör devletlerin ortak müdahaleye yanaşmaması üzerine Türkiye, 1960 Anayasası Ek-I Madde 4 uyarınca, 20 Temmuz 1974 tarihinde adaya asker çıkarmıştı.
Kıbrıs Barış Harekatı, Kıbrıs Cumhuriyetinin varlığına ve tüm Kıbrıs halklarının haklarına yönelik tehlikeyi bertaraf etmek ve Kıbrıs’ın bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü, güvenliğini ve Anasyasa’nın temel maddeleriyle, bozulan düzeni yeniden kurmak için yapılmıştır. Harekatla adadaki Türkleri yok etmek için hazırlanan ‘’İphestos’’ planının uygulanmasına mani olunmuştur.
Bilecikli Kıbrıs Muharip Gazisi Hayati Durak Kıbrıs Barış Harekatı’nda neler yaşandığını anlattı
Kıbrıs Muharip Gazisi Durak, Yunanlar ve Rumların Kıbrıs’ı kendilerine tamamen almak gibi bir idealleri olduğunu, buna ‘Megali ideali’ adı verildiğini belirterek, ‘’O tarihlerde Kıbrıs, Yunanistan, İngiltere ve Türkiye’nin garantör ülke olarak koruması altındaydı. 1974 yılında Yunanistan’da bir subay arkadaşlarıyla birlikte darbe yaptı. Bunun Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios üzerinde de etkisi olmaya başladı ve Kıbrıs’ta Makarios’u dinlememeye ve oradaki Türklere eziyet etmeye başladılar. Türkleri öldürmeye, köylerini, evlerini, hayvanlarını ve tarlalarını yakmaya başladılar. Türkiye bu duruma sessiz kalmayarak, İngiltere ve Yunanistan’ı uyardı. Garantör ülke olarak bunlara müdahale edelim dedi. Fakat onlarda biz karışmayız siz nasıl isterseniz öyle yapın, bizi bu işe yaklaştırmayın dediler ve müdahil olmadılar. Bunun üzerine Türkiye’de o dönem koalisyon hükumetinde, Başbakan Bülent Ecevit ve Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan idi. Karar alındı ve aniden 20 Temmuz 1974’te 1. Barış Harekatı’nı başlattılar. O sırada 1. Barış Harekatı’nda Girne ile Lefkoşa arasında Girne Boğazını tuttu birliklerimiz. 1. Barış Harekatı’ndan 3 gün sonra bize yardım etmeyen İngiltere, Amerika gibi ülkeler ateşkes ilan edilmesini istediler.’’ ifadelerinde bulundu.
Kıbrıs 2. Barış Harekatı’nı başlatan ”Ayşe Tatile Çıksın” parolasının ortaya çıkış süreci
Ateşkes ilan edilmesinin ardından Cenevre’de ülkelerin dış işleri bakanları bir araya gelmesinin ve antlaşma şartlarının görüşülmesinin kararlaştırıldığını anlatan Kıbrıs Muharip Gazisi Hayati Durak, ‘’Cenevre’ye o zamanın Dış İşleri Bakanı Turan Güneş’in gönderilmesine karar verildi. Türkiye’yi temsilen Turan Güneş gidecekti ve gitmeden önce Başbakan Bülent Ecevit ve Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan ile görüştü. Yapılan görüşmede ‘’Bizim istediğimiz şartlar kabul edilmezse bize nasıl bildireceksin?’’ sorusu üzerine yapılan istişarede ‘’Ayşe Tatile Çıksın’’ cümlesi 2. Barış Harekatı’nı başlatacak parola olarak belirleniyor. 14 Ağustos’a kadar Cenevre’de zaman zaman yapılan toplantılarda Türkiye’nin şartları kabul görmeyince Dış İşleri Bakanı Turan Güneş, Başbakan Bülent Ecevit ile irtibata geçerek, ‘’Burada işlerimiz biraz uzun sürecek sen bizim kıza Ayşe’ye söyle Ayşe Tatile Çıksın’’ diyor. Başbakan Ecevit’e iletilen ‘Ayşe Tatile Çıksın’ parolasıyla başlayan Kıbrıs’a 2. Barış Harekatı 14 Ağustos 1974’ten 17-18 Ağustos’a kadar 2. Barış Harekatı devam ediyor. Girne Boğazında aldığımız yerlerden bir kısmı Omorfo’ye kadar, bir kısmı Karpazlara kadar, bir kısmı da Lefkoşa dahil eski rumların çağrısıyla Famogusta bizim çağrımızla Mağusa denilen yer alınıyor. O dönemde Kıbrıs’ta yaşayan Türklerin mevcudu adanın yüzde kırkına tekabül ediyormuş. Adanın yüzde 40’ını kapsayacak şekilde toprak parçası alınıyor. Fazla alınan topraklar iade ediliyor. Adanın yüzde 40’ı 2. Barış Harekatı’ndan sonra Türk Kuvvetlerini eline geçmiş oluyor.’’ diye konuştu.
Aradan 48 Yıl Geçmesine Karşın Resmi Bir Antlaşma Yapılmadı
Kıbrıs Muharip Gazisi Hayati Durak, o tarihten bugüne kadar halen Kıbrıs’ta resmi bir antlaşma yapılmadığına dikkat çekerek, şu anda halen Kıbrıs’ta savaş halinin devam ettiğini fakat ateşkes olduğu için birliklerin birbirlerine ateş etmediğini ve her iki tarafın devamlı görüşme halinde olduğunu ve aradan 48 yıl geçmesine rağmen bir antlaşma yapılmadığını sözlerine ekledi.
Muratağa – Sandallar Katliamı
Cenevre görüşmelerinden sonuç alınamaması ve Yunanistan’ın oyalama taktiği anlaşılınca 14-16 ağustos 1974 tarihleri arasında 2. Barış Harekatı icra edildi. Kıbrıs Barış Harekatı’nın başlamasıyla beraber Rum-Yunan ikilisi Makarios’un Ağustos 1964 yılında söylediği ‘’ Türkiye Kıbrıs Türklerini kurtarmak için gelirse kurtaracak Türk bulamayacaktır’’ sözünü doğrularcasına bazı Türk köylerini tahrip ederek halkını topluca katletmişlerdir.
Türklerin kontrolündeki bölgelere göç etmek istemeyen, Muratağa ve Sandalla köylerinden 89 Kıbrıslı Türk ve Atlılar köyünden ise, 37 Kıbrıslı Türk şehit edilmiştir.
15 Ağustos 1974 tarihinde Muratağa ve Sandallar köylerinden toplanan 89 Kıbrıslı Türk; kadın, erkek, çocuk ayırt edilmeksizin Rum-Yunan ikilisi tarafından önce bağlanmışlar, sonra da kurşuna dizilerek vahşice katledilmiş ve yakılarak kazılan derin çukurlara üst üste gömülmüşlerdir. 1 Eylül 1974 günü ortaya çıkarılan toplu mezar açılınca yürekler acısı manzara ortaya çıkmış ve Rum-Yunan ikilisinin işlediği insanlık dışı vahşet, her tarafta lanetlenmiştir.
İphestos (IFESTOS) Planı
Prof. Dr. Ata Atun ‘’Hiç IFESTOS adlı bir plan duydunuz mu?’’ başlığı taşıyan yazısının yer aldığı bağlantıya buradan IFESTOS PLANI ulaşabilirsiniz.
Kıbrıs Muharip Gazisi Emekli Astsubay Hayati Durak’ın Eskişehir’de ikamet eden İngilizce Öğretmeni oğlu Önder Durak, aradan 48 yıl geçmesine karşın Rum-Yunan tarafı kişilerin sosyal medya hesaplarından Kıbrıs’ta o dönemde yaşananları hep kendi açılarından yorumladıklarını ve Kıbrıs Barış Harekatının onların gözünde bugün dahi Türk hükumetinin işgali olarak yorumlandığına dikkat çekerek, Prof. Dr. Ata Atun’un kaleme aldığı ‘’Hiç IFESTOS adlı bir plan duydunuz mu?’’ başlıklı makalesini İngilizce çevirisi yaparak Kıbrıs’ta yaşayan Türk halkına karşı yapılanları dünyaya duyurmak adına verilen mücadelede bir nebze dahi olsa katkısının bulunmasını istediğini dile getirdi.
Prof. Dr. Ata Atun’un kaleme aldığı ‘’Hiç IFESTOS adlı bir plan duydunuz mu?’’ başlıklı makalesinin İngilizce Öğretmeni Önder Durak’ın Prof.Dr. Ata Atun’un destekleri ile hazırladığı İngilizce çevirisi:
Have you ever heard of a Plan called “IPHESTOS”?
Prof. Dr. Ata Atun
First go back 48 years and think about the AKRITAS plan. You know, the planned Greek attacks that were launched on December 21, 1963 in Tahtakala. Then, as the implementation of this plan, remember the attacks of the Greek National Guard Army (GNGA) on Turkish settlements by the Greek division brought to the island in secret in 1964 and 1967, the evacuation of 103 Turkish villages as a result of these attacks, hundreds of martyrs and tens of thousands of immigrants.
According to this famous AKRITAS Plan, the name of the last act where the Turks were destroyed collectively is the IPHESTOS Plan.
Makarios’ disagreement with the Generals, the second generation of the Military Junta government that came to power in 1964, was the beginning of its end. With the decision of the Junta Leader General Dimitrios Ionnides and George Papadopoulos in Athens to eliminate Makarios, the EOKA members led by Nikos Samson and the Greek National Guard Army (GNGA) soldiers under the control of Greek Officers made a government coup on 15 July 1974 in an organized operation and took the government. Now it was time to stage the last act of the “Akritas Plan”.
This plan was prepared by the 3rd High Tactical Command of the Greek National Guard Army during the preparations for the coup and months before the coup on March 7, 1974, as a continuation of the “AKRİTAS” Plan.
The name given to this plan was IPHESTOS PLAN [1] and the introduction part consisted of only two items or goals. The extermination of the Turks, even to the pets in their homes, and the island being attached to Greece.
Under the leadership of GNGA, all Greek Cypriot men would participate in ethnic cleansing (GENOCIDE) in the Turkish villages agreed upon, Greeks would be killer, and Turks would be the victims. The main idea in the introduction was that simple.
The plan describes in detail the extermination of Turks in settlements that have been Turkish for 400 years, such as Lefke (Lefke), Akdeniz (Ay. Irini), Gaziveren (Gaziveran), Doğancı (Elye) and Taşpınar (Angolem), with sneaky attacks at night.
Accordingly, first of all, the electricity would be cut off, and the 2nd Division of the 356th Battalion would attack Cengizköy (Peristeronari) near Lefke. Again, the 391st Reserve Infantry Battalion would destroy Bağlıköy (Amnbeligu), Lefke, Erenköy (Koççina) and Yeşilırmak (Limnidi) would be cleaned and destroyed with the support of artillery fire. The 261st Battalion was also going to capture Kurutepe (Kserovuno). The aim was to put this contact port, which played an important role in 1964, completely under the control of the Greeks. Cypriot Turks’, as in 1964 was to avoid getting support from Turkey. The task of the 251st Infantry Brigade was to target the Turks in Girne (Kyrenia) and start the genocide by attacking Zeytinlik (Templos).
After these operations were successfully completed, GNGA, Greek Police forces and armed Greek civilians would take action together and completely seize the vital road between Girne (Kyrenia) and Lefkoşa (Nicosia). The 2nd and 3rd Divisions of the Tactical Group Command, which did not want to leave the job to any chance, had done a very good work to ensure that this plan was implemented smoothly and that no negativity would occur.
The plan included in detail the disconnection of water, telephone lines and electricity at the envisaged locations, as well as the use of UN soldiers’ vehicles while wearing their uniforms [2]. Even the locations of the “mass graveyards” where the Turkish Cypriots to be killed were to be buried were determined.
The locations of the 31st, 32nd and 33rd Units of the Cyprus Greek Commando Brigade, which will participate in the genocide with special missions and civilian clothes, were also determined. All of the officers in this unit were also trained in Greece. The order of 31 May 1974 stipulates that these troops complete their preparations by 10 July.
The most important implementers of the IPHESTOS Plan would be the Greek Regiment in Cyprus and hundreds of Greek officers secretly coming from Greece, and the movement would be directed from Athens, the capital of Greece, under their control. The goal of the plan was to make Cyprus a Greek Island like Crete, completely free of Turks.
This is exactly the AKRITAS Plan and the IPHESTOS plan, which is the final stage of this plan.
This plan could not be implemented with the intervention of the Turkish Armed Forces in 1974. If it could be implemented, there would not be a single Turkish Cypriot in Cyprus today who would speak Turkish. Cyprus would have exactly the same fate and demographic structure of GIRIT (Crete) today, where once Greeks cleansed the island from local Turks. This genocide shame would be upon those Greek cruel rulers and nation who have acted with them.
[1] See The Genocide Files, Harry Scott Gibbons; Charles Bravos Publishing Ho997, London
[2] When the UN forces landed on the island in 1964, EOKA members had already begun to counterfeit Peace Force soldiers’ supplies such as clothes and helmets.
Prof. Dr. (Civ. Eng), Assoc. Prof. Dr. (Int. Rel.) Ata Atun
Dean, Cyprus Science University
Politicial Advisor to the President of the State
Haber için desteklerinden dolayı Kıbrıs İlim Üniversitesi, Dekan, KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı Prof. Dr. (İn. Müh), Doç. Dr. (UA İlş) Ata ATUN’a teşekkür ediyoruz.