İNSANOĞLU MUTLU MU?
İçime bir hüzün çöktü. Sevinemedim.Kendime sordum. Neden?
Buluyoruz, arıyoruz dünya’ya sığamıyoruz.Göç,göç,göç!
Kentler, katlar,kapılar
Bir çağrışım var mı?
İşimiz Allah’a mı kaldı?
Düğün var salonumuzda bu gece, kantinde kasa görevlisiyim.Kapıda belirdi 40 yaşlarında
bir kadın.Gözleri kıpış kıpış.Sanki yalvarıyor.Acayip böh böhh diye sesler çıkarıyor,ayakta
duruyor sanki yere çıkılmış.Belli alışık değil.Vurmuş kendini yola.Her canlının harcı değil.
Elleri ve ayakları denge problemi yaşıyor. Göz göze gelemiyoruz bir türlü.
Akşam ! İşte akşam karanlık mı çökmüştü?
‘’Hey arkadaşım ‘’ dedi
‘’Bira var mı’’?
‘’Hayır’’
‘’Rakı var mı’’?
‘’Hayır’’
‘’O zaman sen bana şunlardan karıştır ‘’ ! meşrubat dolabını göstererek ‘’ sert olsun’’ dedi.
‘’Ey insanoğlu kurduğun kentlere bile ne kadar yabancısın ‘’ dedim baktı, anlamadı.
Kim ayırdı seni bizi aramızdan? Arayışın bitmiş ,yitmiş yön bulmakta zorlanıyor meşrubat
dolabında sert istiyorsun.Ne olacak şimdi? Gelip gidiyor ne bekliyor? Bakamıyor,inanamıyor
ne kadar sürer,nasıl gider? Güler misin, ağlar mısın?
Tanıştık kaçmıyor bekliyor. Eline verdim,karıştırmadan sert bir kahve.İçmesini bilmiyor.Tüm
gücü ile bağırıyor lütfen deyip kendini azarlıyor.Arıyor,zaman geçiyor.Üşüyor,içime dert
oldu.Böyle yaşanır mı? Yok , yok .Soluduğumuz hava,içtiğimiz su,doyunduğumuz toprak
kimlere karıştı? Geriye ne kalıyor ?Kimler kalıyor?
Düşünürken uğurladık, bakıştık.Biterse her şey biter.Sürdü geldi bu
günlere.Yitiyor,yitti…Yaşam
Yüreğimizdeki huzur, hüzne dönüştü…Karanlık
Daha neler göreceğiz?
Bu kadar değiştiren ne?
Kimdiler, ne istediler?
Af kime , neden ?
Menzure Duru…17.10.2014