Dijitalleşen vergi sisteminin önemli bir parçası olan e-Defter uygulaması, son dönemde mükellefler ve meslek mensupları için ağır mali yükler doğuruyor. Özellikle 7524 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesiyle birlikte, e-Defter beratlarının zamanında yüklenmemesi durumunda kesilen cezalar, adalet ve ölçülülük ilkeleriyle bağdaşmadığı gerekçesiyle eleştiriliyor.
Bilecik Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı SMMM Mustafa Öztürk, yaptığı yazılı açıklamada sistemdeki orantısız ceza uygulamalarına dikkat çekti. Öztürk, “Bir gün gecikme ile otuz gün gecikmenin aynı kefeye konması, teknik aksaklıkların ağır para cezalarıyla karşılık bulması kabul edilemez” dedi.
“Vergi Güvenliği Yerine Gelir Toplama Aracı mı?”
Vergi Usul Kanunu’na göre e-Defter beratlarının (Yevmiye Defteri – Büyük Defter) süresinde gönderilmemesi halinde hem VUK 352 usulsüzlük cezası hem de VUK 355 özel usulsüzlük cezası birlikte uygulanıyor. Bu durum, birkaç bin liralık hizmet bedeliyle çalışan meslek mensuplarının yüz binlerce liralık cezalara muhatap kalmasına neden oluyor.
Öztürk, “Vergi güvenliği elbette önemli. Ancak sistemin kendi içindeki teknik sorunlar ya da dışsal nedenlerle oluşan gecikmelerin bu denli ağır cezalarla karşılanması, vergi sisteminin sürdürülebilirliğini tehdit ediyor” ifadelerini kullandı.
TÜRMOB’dan GİB’e Reform Çağrısı
Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Birliği (TÜRMOB), Gelir İdaresi Başkanlığı’na yazılı olarak şu talepleri iletti:
Ceza Orantısızlığına Son: Basit fiiller için uygulanan cezaların, eylemin ağırlığıyla orantılı hale getirilmesi.
Gecikme Süresine Göre Ayrım: Bir-iki gün gecikme ile bir ayı aşan gecikmelerin aynı şekilde cezalandırılmaması.
Yıllık Dönem Bazlı Yükleme: Berat dosyalarının aylık yerine yıllık dönem bazında yüklenmesine olanak tanınması.
Cezalara Geçici Ara: Yeni düzenlemeler yapılana kadar usulsüzlük cezalarının durdurulması.
“Bu Şekilde Devam Ederse Yönetilemez Bir Kriz Kapıda”
Öztürk, açıklamasının sonunda mevcut uygulamanın sürdürülemez olduğunu vurgulayarak, “Vergi sisteminin güvenliği kadar, mükelleflerin ve meslek mensuplarının ekonomik ve psikolojik sürdürülebilirliği de gözetilmeli. Aksi takdirde sistemin kendisi zarar görür” dedi.