DOLAR
32,3733
EURO
34,9950
ALTIN
2.325,67
BIST
9.091,44
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bilecik
Parçalı Bulutlu
27°C
Bilecik
27°C
Parçalı Bulutlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
27°C
Pazar Açık
28°C
Pazartesi Az Bulutlu
29°C
Salı Az Bulutlu
19°C

Pandemi Sürecinde Ne Yapılır

Pandemi Sürecinde Ne Yapılır? Pandemi Süresince Ne Yaptık. Yaşanan koronavirüs salgını dolayısıyla kapandığımız evlerde eşlerle kavga etmek, çocukları hırpalamak, sokak hayvanlarını toplatmak haricinde ne yaptınız merak ediyorum. Biz önümüze gelen her şeyi boyadık

Biliyorsunuzdur pandemi sürecinde eve kapanmalar yüzünden boşanma oranları artmış, demek ki neymiş kahvehaneler canmış! Ne kadar az görüşürsen o kadar iyiymiş, dışarı çıkamayan çiftler ne yapıyor gözünün üstündeki kaş dolayısıyla tartışma çıkarıyor, belki de en iyisi boşanmak sıkıntılı evliliği devam ettirmeye çalışmaktan daha sağlıklı, tabi boşanabiliyorsan. Türk erkekleri boşanmayı bilmezler, boşanırlar hala eski karım demeye devam ederler halbuki kadın senden gideli nice olmuş, dayatılan soy ismini bile değiştirmiştir. Ama nafile, eski karısı olarak devam edersin hayatına.

Bir de çocuklara sarıp, sıkıntısını sokak hayvanlarından çıkartanlar var. Şunu bikabul edin artık evrende yalnız değiliz! Hayvanların yaşam alanlarını işgal edip sonra onlardan şikayet edemeyiz.

Normal şartlarda da çok sokağa çıkmayan ayda bir kere muhasebeye gidip her şeyi internet üzerinden halleden ben zorunlu hale gelince bidışarı çıkasım geldi bildiğiniz gibi değil. Hani yemek yapmayı seversin ama zorunlu olunca kasar ya hoş ben onu da hiç sevmedim bugünde mi diye öyle. Bizde düşündük ne yapabiliriz evi değiştirmeye karar verdik, mobilyaları boyayalım. Önce küçük malzemelerden başladık, komodin gibi hobi marketlerden aldığımız boya ile mistik yeşil rengine boyadık, baktık güzel oldu, hem de çok. Hiç öyle birilerinden destek almanıza da gerek yok zımpara gerekmiyor, bir tek ipek uçlu fırça onu da gene boyayı aldığınız yerden temin edebiliyorsunuz.

Eşim hep söyler dikine çekilmiş fotoğraf pişmanlıktır diye boyutlandırmada sıkıntı olabilir ama sonuç bu. Yanındaki koltuğu tabi ki biz yapmadık ama onu da değiştirdik. Ziyanak Mobilya Mehmet Abi sağolsun, ellerine sağlık, koltuk döşemede tek geçerim kendisini. Arkadaki boyaya baktıkça Erdoğan ‘ı anarım. Hem de çok şık cümlelerle benim istediğim gri bu değildi iki sene önce boyattığımda bu nedir mora kaçıyo dediğimde kuruyunca düzelecek demişti hiç unutmam Erdoğan’cım seni anar anar dururum . Daha sonra öğrendik ki grinin 88 tonu varmış yeşilden dönen, mordan dönen vs. Neyse ki baktım herkesin evi gri olmuş hemen duvarın antrasit rengine dönüşmesi görüşmesini yaptım. Bakalım pandemi uzun onu da değiştiririz.

Bu işlem güzel olunca daha büyük boyutlu olan makyaj aynasına geçelim ne olacak canım dedik, bu zordu bir de malzemeler oymalı olunca daha da sıkıntılı oldu ama dedik ya amaç zaman geçirmek tabi ki onuda boyadık. Abartıp onu da kırmızıya boyadık tüm plan duvarların antrasite dönmesine göre yapıldı.

Tabiki şimdi üstü böyle düzenli değil. Neyse bu da şık oldu. Arkada gene Erdoğan grisi.

Zaman akıp gidiyor bu arada televizyonun olduğu dolap var onu da siyah yapalım hani bu duvarda hiç siyah olmazsa olmaz mantığıyla televizyonun olduğu dolabı siyaha boyadık baktık çok boş oldu. Stensil denen bir kalıp var onunla altın yaldız aldık dolabın üstüne altın yaldız ve stensil yardımıyla yazı yazdık. Birde rölyef pasta aldık onunla da dantel görüntüsü verdik o çok net gözükmüyo olabilir ama ben biliyorum ordaki o detayı.

O görünen benim küçük kızım marsık. Birde ablası var gofret onu alma hikayemi anlatmak istiyorum. Bu garip çocuk bir dükkanın önünde boş kutuda kışın ortasında yaşam mücadelesi veriyormuş. Eşimin arkadaşı ve onun arkadaşları işte ay çok güzel kedi ben alayım diğeri ben alayım çocuk 1 haftadır soğukta kutuda ama koca koca adamlar eşlerinden korkusuna hem sahiplenilmesini engelliyorlar hem alıp götürmüyorlar. Her neyse bana haber verdi eşim gittim aldım kucağıma bibaktım yavrum vitaminsizlikten tüyler dökülmüş ağzı yara olmuş, kucağıma alınca baktım hırlıyo hani bimutluluktan bir de stresten hırlarlar ya ben aldım gofreti geldim. O gün bu gündür beraberiz.

Pandemi devam ediyor biz de boyamaya. Kapı girişinde alışılmışın aksine devasa mobilya yok bende eve girince üstüne üstüne gelen bir portmanto yaptırmadım. Dresuar var ve ayna bu da gene beyazdı gene oyma sıkıldık haliyle bir de bizler sigara kullanan insanlarız bimüddet sonra bu mobilyalar kirli beyaza dönüyor bizde mavinin bir tonuna boyadık dedim ya zımpara yok hiç bir zorluk yok kısa sürede de kuruyor onu da boyadık aynasını da takım takım olmasın diye koyu ahşap yaptık. Bir de onu görün.

Aynada gene Erdoğan grisi, neyse seviyoruz seni Erdoğan takılma. E tabi mobilyaları boyayınca diğer duvar kağıdı sırıttı arkasında bizde duvar kağıdını değiştirelim dedik. Sonuç bu, ben beğendim. Labada tarlasını Gofret ile Marsık da beğendi. Bu yazı tek bir amaca hizmet etmektedir oda tarayıcının özgün metin manyaklığı okumasanız da olur yani. Ya da okuyun belki kendinize meşgale edinir keyifli vakit geçirirsiniz.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.