TÜM ÜNİ-SEN tarafından yayınlanan basın bildirisinde şu ifadelere yer verildi:
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi tarafından 2016 yılında moloz ve inşaat arttığı dökülmesi gerekçesiyle Yönetim Kurulu Üyemiz Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi Fakülte Sekreteri Mehmet LAÇİN’e verilen kınama cezasının iptali için İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 7.İdare Dava Dairesinde açmış olduğumuz İstinaf davasına itirazımız 11.09.2018 tarihinde kabul edilmiş ve söz konusu kınama cezası oybirliği ile kesin olarak iptal edilmiştir. Böylelikle istinaf mahkemesi üyemizi ikinci kez haklı bulmuştur. Konunun daha öncede basında yer alması, üyemizle ilgili üniversite içerisinde oluşan imaj ve itibarın tamir edilmesi ve bundan sonraki süreçte oluşabilecek olumsuzlukların önüne geçilmesi adına basın açıklamasının yapılması uygun görülmüştür.
Söz konusu olayın/davanın daha net anlaşılabilmesi için kısa bir bilgilendirme yapılması uygun olacaktır. Bu nedenle süreç içerisinde yaşanan olaylar silsilesinin bir kısmı şöyledir:
Yukarıdaki süreçte görüleceği üzere üyemiz “işyerinde sistematik, üstleri tarafından uygulanan, süreklilik arz eden ve sıklıkla kasıtlı yapılan, şahsı yıldırmaya, yıpratmaya, pasivize etmeye, kişiliğini, işyerindeki ve özel hayatındaki itibarını zedelemeye“ yönelik pek çok farklı muameleye maruz kalmıştır. Halbuki üyemiz; 2014 yılında Fakülte tarafından yapılan uygulama ve iyileştirme çalışmaları kapsamında Fakülte yönetimince alınmış kararlar ve verilen talimatlar doğrultusunda kendisine tevdi edilen görevleri yerine getirmiştir. Ayrıca 16.02.2016 tarihine kadar Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesine tahsisli arazi üzerinde pek çok başarılı görevi ifa etmiştir. Fakülte öğrencilerin teorik bilgilerinin uygulamaya konulabilmesi ve bölge çiftçisine destek verilebilmesi amacıyla özetle; kayın mantarı yetiştiriciliği, ipekböceği yetiştiriciliği, zeytin yetiştiriciliği, Amerikan asma anacı üretimi, yöreye has doğal domates çeşidinin melezlenmesi ve Bilecik koşullarına uygun buğday çeşidi tespitine yönelik deneme ekimi gibi birçok çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalar çerçevesinde elde edilen ürünler kurum personelinin ve halkın tüketimine sunularak çalışmaların sürdürülebilmesi için mali kaynak elde edilmiştir. Ayrıca Kozabirlik, Sevgi Evleri, İşkur Bilecik İl Müdürlüğü, Bilecik Orman İşletme Müdürlüğü ve Bilecik Yarı Açık Cezaevi Müdürlüğü ile istihdam ve eğitim çalışmaları yürütülmüştür. Tüm bu faaliyetlerin amacı büyük ve güçlü Türkiye sevdamız için üniversitelerin temel misyonu olan üreten, ürettiğini ekonomik değere dönüştüren, çevreye ve yaşadığımız topluma katkı sağlayan bir üniversite şuuruyla hareket etmekti. Gelin görün ki tüm bu olaylardan Rektörlük 17.01.2017 tarihinde “üniversite ticaret yeri değildir” başlıklı basın açıklaması yapmıştır. Değerlendirme takdirini vicdanlarınıza bırakıyoruz.
Son olarak, kurumlar hukuk aracını şahsi hesaplaşma, baskı aracı olarak yıldırma ve yıpratmaya yönelik değil kurum hizmetlerin sağlıklı yürütülmesini sağlamak amacıyla kullanmalıdır. Aksi durumda üyemiz örneğinde olduğu gibi hem kurum hem de personel ve toplum vicdanı pek çok açıdan zarar görecektir. Bu çerçevede bahse konu karar, bundan sonraki yaşanması muhtemel durumlar için emsal niteliğindedir. Üyemiz Mehmet LAÇİN’in maruz kaldığı bu uygulamalar ile ilgili olarak hukuk kuralları çerçevesinde ve gereğince dahli bulunan kişilerden tahsil edilmek üzere rücuan tazminat ve mobbing (işyerinde psikolojik şiddet) dava hakları sendikamız hukuk müşavirliğince saklı tutulmaktadır.