Ramazan ayı münasebetiyle Bilecik’in bir çok yerinde iftar yemekleri düzenleniyor ama bakıyoruz, bazı kurumların düzenlemiş olduğu mahalle iftar yemekleri vatandaşa ulaşırken, bazı iftar yemeklerinin sadece protokole veya o iftar yemeğini düzenleyenlerin yakın çevresine verildiğine şahit oluyoruz. İftar yemekleri ile ilgili olarak Bilecik’te yaşayan vatandaşlarımızın düşüncelerine yer vermek istedik. Onbir ayın sultanı,Kur’an-ı Kerim indirilmeye başlandığı ve bin aydan daha hayırlı olan “kadir gecesi”ni içinde barındıran ramazan ayında vatandaşlarımız, iftar yemeklerinden ziyade daha çok ihtiyaç sahiplerine erzak yardımının önemini vurguladı. Asgari ücretle geçinmeye çalışan ve evine tüp alacak, erzak alacak parası olmayan, insanların bulunduğuna dikkat çekilirken, ”Eğer iftar yemekleri düzenlenecekse de protokole ve o iftar yemeğini düzenleyenlerin yakın çevrelerine değil, ihtiyaç sahiplerine ve vatandaşa düzenlenmeli” dedi. Çoğunluğu asgari ücretle çalıştırılan ve açıklanan açlık sınırının altında yaşamaya mecbur bırakılan vatandaşların olduğu ve 15 günlük çocuğun açlıktan öldüğü ülkemizde Şeyh Edebali’nin “İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın” felsefesinin nasıl tersine çevrilerek insan odaklı devlet yerine devlet odaklı insan düşüncesinin hakim olduğunu üzüntüyle izlemekteyiz.En azından, Allah’ın rahmet ve bağış kapılarının açıldığı ay olan ramazan ayında, hayır ehli hayra koşarken yönünü vatandaşa çevirmesi dileğiyle.
zaten ne demişler fakir fukara mazeret gösterip kendilerine zevkki alem eyliyorlar bu savurganlık bukadar parayı cebinden ödeyen bir kimse gösterin hep devlet hep dernekler kimin parasını kimeyediriliyor kimolursa olsun kendi kazandığıparasınla garibanları davet edip yemekolur giyim olur neden hep devlet neden hep dernekleryokçünkü paratatlı cebe dokanmasın sayın belokoma haber sizede bu haberleilgili teşekkür ederim