DOLAR
32,5580
EURO
34,9769
ALTIN
2.426,92
BIST
9.722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bilecik
Az Bulutlu
22°C
Bilecik
22°C
Az Bulutlu
Cuma Parçalı Bulutlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
19°C
Pazar Az Bulutlu
19°C
Pazartesi Az Bulutlu
21°C

TÜM ÜNİ-SEN: BAL TUTAN PARMAĞINI mı YALAR ?

Tüm Üniversite Çalışanları Sendikası TÜM ÜNİ – SEN Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi’ nde yaşanan gelişmeler ile ilgili olarak  üniversite çalışanlarının rahatsızlıklarını, sıkıntılarını gündeme taşımak ve Bilecik kamuoyunu aydınlatmak üzere bir açıklaması yayınladı.

Yayınlanan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

 

BAL TUTAN PARMAĞINI mı YALAR ???

Atalarımız “Bal tutan parmağını yalar” diye boşuna dememişler zira Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesinde akademik personel alımlarında bal tutanın parmağını yaladığı görünüyor. Rektörlük seçimlerinde aktif çalışan, Rektörün en yakınındaki isimlerden biri olan bir akademisyenin eşi Söğüt Meslek Yüksekokulu Muhasebe ve Vergi Bölümüne geçtiğimiz günlerde öğretim görevlisi olarak atandı. Alım ilanı YÖKSİS ‘te yayınlandıktan sonra 05 Aralık 2016 tarihinde memurlar.net internet sitesinde konu gündeme gelmiş “Öğretim Görevlisi kadrosuna başvuracak adaylarda adrese teslim tanımlama ile üstelik seçmeli ders olarak okutulan bir ders için  “Matematik veya Matematik Öğretmenliği lisans mezunu olmak, lisans sonrası alanında 10 yıl ders verme tecrübesine sahip olmak” şartı aranmış ve kadro bu şekilde ilan edilmiştir. Ancak, Muhasebe ve Vergi Bölümüne ataması yapılabilecek binlerce İşletme, İktisat, Muhasebe vb. diğer İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden mezun gencimiz kadro beklerken, “Muhasebe ve Vergi Uygulamaları” programına Matematik veya Matematik Öğretmenliği bölümü mezunu alarak üniversitenin kısıtlı kadro imkanlarının bu şekilde doldurulması ne kadar akla ve mantığa uygundur merak ediyoruz.” şeklinde eleştirilmişti.

Aylardır yardımcı doçent kadrosuna atanmayı bekleyen araştırma görevlisi ve okutman doktorlar, doçentlik kadrosu bekleyen yardımcı doçentler, profesörlük kadrosu bekleyen doçentler varken uzmanlık alanı dışında ahbap çavuş ilişkileri ile atamaların yapılmasından Üniversite yönetiminin liyakate değil sadakate göre kadrolaştığı anlaşılmaktadır. Üniversitenin Devletin kendisine sunduğu akademik personel kadrolarını verimli kullanmadığı , eşe dosta bu kadroların peşkeş çekildiği anlamına gelmektedir. Burada sadece bir örnek verilmiştir. Duyumlarımıza göre başka kurumlardan karı koca geleceklere göre kadrolar ayarlandığı, puanı yüksek olan, sıralamada birinci olan kişilerin çeşitli bahanelerle elendiği , hatta alımların iptal edildiği v.b. usulsüzlükler olduğu iddiaları kulaktan kulağa yayılmaktadır. Hatta değerlendirme komisyonlarına isimler vererek o kişilerin sıralamada ilk sırada yer almasının sağlanması diğer başvuruların elenmesi baskısı yapıldığı iddiaları dahi konuşulmaktadır. Aynı zamanda kurum içi bütçe planlamasında belli birimlere paylaştırılan yüksek meblağlı bütçeleri gördüğümüzde, geçtiğimiz Ocak ayında yayınlanan Maliye Bakanlığının Üniversitelere yönelik tasarruf tedbirlerine ilişkin genelge hükümlerine rağmen, planlanan veya öngörülen yurt içi, yurtdışı faaliyetler, alım ve tedarikler konusunda da üniversite yönetiminin tutum ve tavrının ne olacağı merak edilmektedir. Zira kendi imkanları ile kurum içinden sağlayabileceği hizmet ve faydaların, yayınlanan genelgeye rağmen kurum dışından bütçe harcaması yoluyla temin edilmesi hem kamu kaynaklarının israf edilmesine hem de görevde yetkinin kötüye kullanılmasına ve ayrıca genelge hükümlerine aykırı hareket edilmesine sebep olmayacak mıdır ?

Üniversite kadroları üniversite çalışanlarınındır !

Bunun yanı sıra idari kadrolar için tercih edilen yöntem ise Sayın Rektöre veya Sayın Genel Sekrt. vekiline mahalle arkadaşı, okul arkadaşı olmaktan geçiyor gibi bir görünüm arzetmektedir. Zira Sn. Rektörün göreve gelmesini müteakip Belediye Zabıta personeli bir çocukluk arkadaşının Üniversitede  Vekaleten Fakülte Sekreterliği görevine başlatılması, yine Genel Sekrt. Vekilinin bir yakın arkadaşının Milli Eğitimdeki şef kadrosundan Üniversite de Yüksekokul Sekreterliği görevine getirilmesi, eşi üniversitede çalışan defterdarlık personelinin Üniversitede Yüksekokul Sekreterliği kadrosuna atamasının yapılması, bütün fakülte , yüksekokul, enstitü sekreterlerinin bir günde yerlerinin değiştirilmesi suretiyle, aslı astarı olmayan sudan bahanelerle personel hakkında başlatılan soruşturmalarla üniversite genelinde bir sindirme, susturma, baskı, korku dalgası yayılmaya çalışılması, ilçedeki yüksekokul sekreteri kadrosundaki farklı kurumdan getirilen kişi merkezde görevlendirilirken, yıllardır merkezde birçok organizasyonları başarıyla gerçekleştiren personelin merkezden alınarak ilçeye yüksekokul sekreterliğine tedviren görevlendirilmesi gibi uygulamalar canlı örnekler olarak tüm üniversite camiasının haklı tepkisini çekmektedir. Üniversitenin kuruluşundan bu güne 10 yıllık geçmişinde Üniversiteye hizmet etmiş, kuruluşunda emeği geçmiş, alın teri dökmüş yüzlerce idari personel arasında hiç mi bu görevlere layık personel yoktur veya farklı kurumlardan getirilip makam sahibi yapılan bu personellerin ne gibi kerametleri vardır da Üniversiteye nasıl bir katkı sağlayacaklardır ? Kurumda mevcut yüzlerce personel bu kadrolar için değerlendirmeye tabi tutulmayıp, kurum dışından getirilen kişilerle yapılmaya çalışılan kadrolaşmanın kimlere ne gibi getirileri olacaktır ? Bunların dışında yine kurum dışından daha birçok kişiye de kurum içerisinde birtakım kadroların sözlerinin verildiği ve bu kişilerin de kuruma nakillerinin yapılması için bekledikleri gibi duyumlar da kulağımıza gelmektedir. Kurumdaki yüzlerce personeli yok sayıp kurum dışından getirdikleri kişilere devletin makamlarını teslim edenler kurumdaki personelin yüzüne nasıl bakabilmektedir ? Üniversitelerin zaten kısıtlı olan idari kadro imkanları bu şekilde eşe, dosta pay edilirken, kendi personelini tedviren, vekaleten, geçici görevlendirmeler suretiyle kadrolarda bekletmek, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarını yok saymak, üniversitelerde çalışma tecrübesi olmayan, dışarıdan farklı kurumlardan gelenlere üniversitenin kadrolarını teslim etmek nasıl bir idarecilik, nasıl bir akademisyenlik ve nasıl bir yönetim şeklidir ? Ahzab Suresi’nde buyurulduğu üzere Hata ile yaptığınız bir işte size hiçbir günah yoktur. Fakat kasten yaptığınız şeylerde size günah vardır.”

Dikkat çekici bir yükselişle, bugün bir şekilde belli makamlarda bulunanlar unutmamalıdır ki rektörlük, dekanlık bunlar gelip geçici unvanlardır, ancak idari personel kalıcıdır, gün gelir yaptıklarınız, yediğiniz kul hakkı elinize ayağınıza dolanır…

         Üniversiteler hiç kimsenin arpalığı değildir !

Umarız ve dileriz ki ; Tekraren söylüyoruz ki “İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın” düsturu gereği ;

Üniversite yönetimi Şeyh Edebalı adına yaraşır şekilde, bundan sonraki akademik ve idari kadro değerlendirmelerinde önce iç kaynaklarını kullanır ve gereksiz yere kadro açıp hem üniversitenin ve hem de devletin kadro imkanlarını eşe dosta dağıtılacak ulufe gibi kullanmaktan vazgeçer. Aksi takdirde Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi bir üniversite bir akademi olmaktan ziyade birilerinin çiftliği, arpalığı şeklinde anılmaktan kurtulamayacaktır ve Üniversitenin bu şekilde anılmasına fırsat vermeye de hiç kimsenin hakkı yoktur…

 

Memurlar.net sitesinin 05 Aralık 2016 tarihli haberi:

Muhasebe programına ‘Matematik mezunu’ öğretim görevlisi alınıyor

 

Binlerce İİBF mezunu kadro beklerken; Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesinin Söğüt Meslek Yüksekokulu Muhasebe ve Vergi Uygulamaları Programına “Matematik” mezunu Öğretim Görevlisi almak için ilana çıkması adayların tepkisine yol açtı.

Bilindiği üzere, “Öğretim Üyesi Dışındaki Öğretim Elemanı Kadrolarına Yapılacak Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sınav İle Giriş Sınavlarına İlişkin Usul ve Esaslarda Hakkında Yönetmelik“in 6 ncı maddesinin 5 inci fıkrasında; “Yükseköğretim kurumları, bu Yönetmeliğe tabi öğretim elemanı kadro ilanlarında lisans veya lisansüstü mezuniyet alanları ile ilan edilen alana ait bilimsel, nesnel ve denetlenebilir koşullar dışında adayı tanımlayan özel şartlar koyamazlar.” hükmü yer almaktadır.

25 Kasım 2016 tarihinde ilan edilen Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Söğüt Meslek Yüksekokulu Muhasebe ve Vergi Uygulamaları Programına alınacak Öğretim Görevlisi kadrosuna başvuracak adaylarda “Matematik veya Matematik Öğretmenliği lisans mezunu olmak, lisans sonrası alanında 10 yıl ders verme tecrübesine sahip olmak” şartı aranmıştır.

Ancak, binlerce İşletme, İktisat, Muhasebe vb. diğer İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden mezun gencimiz kadro beklerken, “Muhasebe ve Vergi Uygulamaları” programına Matematik veya Matematik Öğretmenliği bölümü mezunu almak ne kadar akla ve mantığa uygundur merak ediyoruz.

Ayrıca, söz konusu Muhasebe ve Vergi Uygulamaları programının dört dönemlik ders planına baktığımızda “FİN 151 Ticari Matematik” dersinin zorunlu ders olduğunu, “MAT 121 Genel Matematik” dersinin ise seçmeli ders olduğu görülmektedir. Yani matematikle bağlantılı sadece bir zorunlu dersi vermek için mi öğretim görevlisi istihdam edilmektedir.

Söz konusu yönetmelikte de açıkça belirtildiği gibi ilan edilen Muhasebe programına Matematik bölümü mezunu almanın “bilimsel, nesnel ve denetlenebilir” bir açıklaması bizce yoktur.

Eğer varsa adayları ikna etmek için yetkililerin yapmasını dikkatlerine sunuyoruz…

İŞTE O İLAN :

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.