DOLAR
32,3290
EURO
35,0728
ALTIN
2.298,20
BIST
9.058,44
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bilecik
Parçalı Bulutlu
23°C
Bilecik
23°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Parçalı Bulutlu
27°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
26°C
Pazar Açık
27°C
Pazartesi Az Bulutlu
28°C

Kız Kulesi Bolu Dağı’na taşındı!

Bir varmış bir yokmuş

Kız Kulesi Bolu Dağı’na taşındı!

Kız Kulesi Bolu Dağı’na, Yerebatan Sarnıcı Yedigöller’e, Sultanahmet Uludağ’a, Topkapı Sarayı Cadde Bostan sahiline taşındı. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü artık Boğaz’da değil Doğu Karadeniz’in heybetli dağları arasına uzanıyor.

Nasıl olsa orada duruyor diye önünden geçip giderken bile farketmediğimiz dünya harikaları bir sabah yerinde olmasa! Yok saydığımız, görmezden geldiğimiz güzellikler gerçekten yok olsa!

Fotoğraf sanatçısı Şafak Yıldız, dünya harikaları arasında yer alan İstanbul’un sembollerini yüzlerce yıldır durdukları yerlerinden alıp Türkiye’nin başka diyarlarına taşıdı.

GALATA KULESİ SAPANCA’DA

Derdinizle derdini yarıştırdığınız Galata Kulesi Sapanca’daki eşsiz manzaralardan birinin yanına gitti. Efsanelere konu olan Kız Kulesi bundan böyle Bolu Dağı’nda duracak. Topkapı Sarayı artık Cadde Bostan Sahili’nden bizi izleyecek. Yerebatan Sarnıcı Yedigöller’e taşındı. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü şimdi Doğu Karadeniz’in heybetli dağları arasına uzanıyor. Sultanahmet mi? O da Uludağ’da.

GERÇEKÜSTÜ YOLCULUK

Hayal dünyalarına giden yolları keşfedip insanlarla paylaşan, bambaşka alemlerin kapılarının anahtarını fotoğraf makinesinin objektifinde saklayan Şafak Yıldız, İstanbul’un 10 önemli yapısını var olmayan ama olmasını istediği gerçeküstü bir yolculuğa çıkartıyor.

Şafak Yıldız’ın bu sıra dışı çalışması ‘Doğada İstanbul’ isimli sergide bir araya geldi. İstanbul’un doğa harikası ilçelerinden Beykoz’da, Beykoz Belediyesi Prof. Dr. Necmettin Erbakan Kültür Merkezi’ndeki sergi, 20 Şubat Pazartesi saat 14:00’te kapılarını açacak. Kentsel dönüşüme nazire yapan sergi, 26 Şubat’a kadar gezilebilecek.

İSTANBUL DOĞAYA EMANET

Sanatçı Şafak Yıldız, İstanbul’un anıtsal yapılarını doğaya taşıma fikrini ve sürecini şöyle anlatıyor:

“Anılar, anlar, acılar, sevinçler biriktirir binalar… Zaman içinde savrulurken ayakta kalmaya, yaşadıklarını ve şahit olduklarını dünden yarına taşımaya çalışırlar. Yorulurlar, yıpranırlar, yaşlanırlar, unutulurlar onlar da tıpkı insanlar gibi. Bir insan, hayatı boyunca hiçbir zaman hak ettiğine inandığı yerde olamamaktan, hak ettiğine inandığı gibi yaşayamamaktan yakınır durur. Ama binaların dili yoktur ki şikayet edebilsinler. Bir köşede tamamen unutulmayı, yok olmayı beklemekle yetinirler. Belki her gün yanlarından binlerce insan geçip gider. Bazıları durup bakar onlara, anılarını tazeler. Yüzüne buruk bir gülümseme yerleştirdikten sonra arkasını döner ve yoluna devam eder. Ama binalar hep oradadırlar. Yıllar belki yüzyıllar boyunca üstlendikleri yüklerle, bir sürü insanın, çağın, devrin ağırlıklarıyla…

Kentler dönüşür, bu sanat eserlerinin, mimari dehaların ürünlerinin dört bir yanı başlarına dikilen apartmanlar, iş merkezleri, AVM’lerle çevrilir. Nefes alamaz hale gelir bu eski dostlar. Bir insan gibi şikayet de edemezler, anlatamazlar dertlerini. Zamanın yıpratıcılığına teslim ederler onlar da kendilerini. Çürümeye, parçalanmaya, azalmaya başlarlar. Kendi kendilerini ayakta tutacak güçleri kalmamıştır çünkü. Onlara yardım eli uzatabilecek olan insanlar da görmüyordur artık onları. Her şeye rağmen ayakta kalmaya inat edenler de hayaller kurar unutuldukları yerlerde. Birileri onları alıp olmak istedikleri, isteyebilecekleri yerlere götürsün isterler. Aslında ait oldukları, geldikleri ve bulunması gerektiğine inandıkları yerlere. Onlar da tıpkı günümüzde insanların doğanın bir parçası olduklarını hatırlayıp yapmaya çalıştıkları gibi doğaya dönmek, Tabiat Ana’nın şefkatli kollarına emanet edilmek isterler…”

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.