DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş üyesi yüzlerce metal işçisi, hükümetin kıdem tazminatının kaldırılmasına yönelik çalışmalarına karşı Bilecik’te eylem yaptı. Sloganlar atarak Tevfikbey Caddesinde yürüyen işçiler, kıdem tazminatının fona devredilmesine karşı olduklarını haykırdı.
Yürüyüşte Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu,DİSK-Birleşik Metal-İş Sendikası DEMİSAŞ İşyeri Baş Temsilcisi Recai Büyükbeyhan,Birleşik Metal-İş Sendikası üyeleri ve Siyasi Parti temsilcileri yer aldı.
Bilecik Valiliği Proje Merkezi önünde açıklama yapan Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu konuşmasına şöyle başladı ;
”Bugün aramızda çok değerli dostlarımız var, siyasi parti temsilcilerimiz var, Belediye Başkan adaylarımız var, basından emekçi kardeşlerimiz var ve Bilecik’ten emek dostu olarak her geldiğimizde bizi yalnız bırakmayan çok değerli dostlarımız var.
Ve bugün biz biraz daha fazlayız, çünkü bir iş yeri daha Birleşik Metal İş Sendikası saflarına katıldı Tekersan’daki arkadaşlarımızda aramızdaki yerlerini aldı. Hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum..
Hatırlarsanız yaklaşık 2 yıl önce yine böyle şehir şehir dolaşarak, Türkiye’de yaşanan saldırıyı ve bizlere yaşatılmaya çalışılan bir saldırıyı göz önüne sermek için bu tür eylemlerimizi başlatmış ve sürdürmüştük.2 yıl sonra yine bir aradayız ve aslında değişen hiç bir şey yok Konfederasyonumuz DİSK ‘in almış olduğu genel işçi eylemleri kapsamı içerisinde bugünde Türkiye’nin dört bir yanında eylemlerimizi sürdürerek yaşanan saldırıların boyutlarını arkadaşlarımıza anlatmaya çalışıyoruz. İnsanlara tehlikenin farkındalığını göstermeye çalışıyoruz. Kıdem Tazminatı olayı aslında sadece bir boyutu, toplumu dönüştürmeye çalışıyorlar, toplumu biat eden bir topluma dönüştürmeye çalışıyorlar, burada siyasetle ilgilenen arkadaşlarımız var, süreçleri belki bizden daha iyi biliyorlar ama biz çalışma hayatı boyutuna baktığımız zaman aslında bu dönüşüm hareketinin nasıl sürdürüldüğünü ve sürdürülmek istendiğini görüyoruz. Yıllar önce Türkiye’de özellikle yabancı sermayenin gelmesi ve Türkiye’deki yatırımların önünün açılması anlamında gizli saklı bir takım planlar yapıldı. Bu planların içerisinde uluslararası para fonu ve dünya bankası ,bunun yanında dünyanın birçok finans örgütleri vardı. İşte bu dönüşüm hareketlerinin başlangıcı olarak Türkiye’de işçi haklarının yok edilmesi, ücretlerin baskılandırılması ve iş yerlerinde sendikal örgütlülüğün minimize edilmesi anlamında bir çalışmanın başlatılması kararı verildi. İşte bakınız 11 yıllık AK Parti İktidarı döneminde geldiği gün yüksek olan sendikalı rakamları şimdi %5’lere düştü. Türkiye’de sendikalı olmakta toplu sözleşme yapmaya yetmiyor 600 bin civarında toplu sözleşme yapan işçi mevcut ve bu sayı gün geçtikçe fazlalaşıyor. Son çıkarttıkları yasayla ilgili artık Türkiye’de anlatmadığımız kimse kalmadı. En ufak olumsuzluklarının örgütlülüğe bugün ne kadar büyük bir darbe vurduğunu bir kez daha yaşayarak görüyoruz. Taşeron işçilerinin örgütlenemediği,30 kişinin altında çalışan iş yerlerinin sendikalaşamadığı, yetkili sendikaların barış anlayışıyla yetkilerinin düşürüldüğü ve bugün ortaya çıkan e-devlet sistemiyle yine devlet kontrolünde sarı sendikaları yandaş sendikalara yönlendirecek bir organizasyonun işyerlerinde insanların e-devlet şifresini alarak işverenlerin, işçileri kendi yandaş sendikalarına götürme çalışmalarının olduğunu da bugün yaşayarak görüyoruz.” dedi