DOLAR
32,4756
EURO
34,7626
ALTIN
2.478,14
BIST
9.530,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bilecik
Hafif Yağmurlu
24°C
Bilecik
24°C
Hafif Yağmurlu
Perşembe Az Bulutlu
19°C
Cuma Yağmurlu
16°C
Cumartesi Açık
20°C
Pazar Az Bulutlu
22°C

ÇANAKKALE GEÇİLMEZ DEDİK…

ÇANAKKALE GEÇİLMEZ  DEDİK…

 

*

Aydınlık bir bahar başıydı. Sımsıcaktı güneş, toprak buğul buğul, ağaçlar tomurcuklarla yüklüydü.

Kuşluk vakti Naciye kaynana ve gelini Elif avluda oturmuş güneşleniyorlardı.

Elif gelin alabildiğine özlem içinde. Kalbi neredeyse göğsünden fırlayacak. Naciye kaynana Elif gelinin yüzüne baktı. Allı, morlu… Anladı… Elleri dizlerinde eğildi,  gözlerinden iki damla yaş toprağın üzerine döküldü.

 

Her şey nasıl mı başlamıştı?

Vakit geliyor… Saat 10.00,tarihlerden 18 Mart var mı acep düşman ?

 

Elif gelin özlem içinde ‘’Anam, kız anan Mehmet’ imi anlat hele’’ dedi. İnce, saf ,  kibar, açık

Naciye kaynana ya Allah, Bismillahirahmanirrahim diyerek salat-en-tuncina yı okudu. Hücuma kalkar gibi canından çok sevdiği Ahiretliği ; Emirdağlı Sultan Şair Rabia Barış Şiiri ile anlatmaya başladı.

*

 

” Namus için kükreyip, vatan için öldüler,

Onlar Gelibolu’da en nadide güldüler,

Kanlı sırttan aşağı, sürünerek geldiler,

 

O gün yardıma koştu dağın aslanı, kurdu,

“Çanakkale geçilmez” diyordu şanlı ordu.

 

Baharda kan ağladı, Karayürek deresi,

Vahşeti yok etmekti, kurtuluşun çaresi,

Üstündeki gömlekle sarılırken yarası,

 

Omzunda kurşunla Mehmet, nöbete durdu,

“Çanakkale geçilmez” diyordu şanlı ordu. ”

*

 

Hiç korkumuz yoktu hamt olsun. Kahraman Mehmet şerefle yürüdü. Ulvi manalarıyla kalbinde kuvvet, ruhunda ‘’eza çekmek’’  ‘’fedakarlık’’ asil, istekli genç yürek , göğsündeki madalyası ile  bağımsızlığına karşı gelişen, gizli ve açık her türlü tehdide mücadele etmek üzere .

İçini çekti Naciye kaynana. Koynunda sakladığı mendili çıkardı  kokladı , okşadı.’’16 yaşındaydı Mehmet’ im, sırtında abası, ayağında postalı bile yoktu, zor zamanlardı.Hacı babası İsmail henüz gönderilmişti görev için Şam’dan Anadolu’ya. Mehmet soyuna layık evlat. Dikildi  karşıma ‘’Can anam, öz anam, masum,  beşikteki bebeler hatırına, çok sevdiğim Elif kızın ırzı hatırına, büyüklerimin saadeti adına el uzatan elleri kırmak için kan kaleye gidiyorum. Kanıma kan veren anam hakkını helal et’’

 

Helalleşmek insanı garipsetiyor  mu ?

Yok,  garipsetmek bir şey değil. Emir geldi helalleşti  Mehmet yola çıktı. Düşman karaya çıkmış ‘’ Arıburnu’’ ile ‘’Kartepeye’’ .Bir buçuk kilometre kadar bir cephedeki sırtları işgal etmiş. Mehmet düşmanın sol tarafında altı yüz metre mesafesinden başlamış taarruza. Tam bir saat

Yere yat, ayağa kalk

O neden?

Çılgın kurşun

Çılgın kurşun da ne ?

Hani bazısı var, tüfeği yukarı tutar da kurşun havaya gider işte öyle önüne gelene.

Düşman kaçmaya başlamış. Saat 11.30 bu öyle alelade bir taarruz değil. ‘’Kumtepe’’ pek mühim Mustafa Kemal Paşa ‘’Size ben taaruzzu emretmiyorum,ölmeyi emrediyorum ‘’ diyor.Bu sözler Paşa’nın göğsünden o kadar azimle çıkıyordu . Her şey fevkinde,ruh azimli,bir gaye uğruna.Mehmet orada ilerledi ‘’Mevzi al’’ sedaları işitirek .

 

Ayağa kalktı Naciye kaynana ora duysun bura duysun, duymayan kalmasın dedi, dilinde Ahiretliği ; Emirdağlı Sultan Şair Rabia Barış Şiiri ile……

 

*

” …..Gülleler yağıyordu, Mehmetçiğin eline,

O gayret kuşağını doluyordu beline,

Kelime-i tevhitle, girip hücum seline,

 

Her biri bir küheylan, her biri devi vurdu,

“Çanakkale geçilmez” diyordu şanlı ordu.

 

Her ateş yığınında döküldü bir kaç fidan,

O gencecik civanlar koptu anadan, yardan,

Bir an ödün vermedi yurdundan, şehriyardan,

 

Mehmet Hakka yürürken nazlı eşini sordu,

“Çanakkale geçilmez” diyordu şanlı ordu.

 

Bazen sivil urbalı, bazen tüfeksiz gitti,

Nafakasız aç, susuz dağları mesken etti,

Gücü iman kaynağı, dev bir orduya yetti,

 

Yeşil çimen üstüne uzanan beyaz nurdu,

“Çanakkale geçilmez” diyordu şanlı ordu.

 

Boğazlar geçit vermez, kapanır düşman yolu,

Bağrında yabancıyı yaşatmaz Anadolu,

Tüm dünyaya bedeldir Türk’ün bükülmez kolu,

Asker Conkbayırı ’nda yeni bir dünya kurdu,

“Çanakkale geçilmez” diyordu şanlı ordu.

 

Kol, bacak gökyüzünde savruldu lime lime,

Daha bıyığı yokken, koştu onlar ölüme,

Ölüm hakkı değilken dokundular gülüme,

 

O gün şanlı bir millet yurt için ağlıyordu,

“Çanakkale geçilmez” diyordu şanlı ordu.

 

Candan can alıyordu ölüm kusan makine,

Yiğitler harman olup, sıralandı söküne,

Ateşle sarmaş dolaş, gül sarıldı dikene,

 

Karşımıza dikilen bir avuç soysuz urdu,

“Çanakkale geçilmez” diyordu şanlı ordu.

 

Top, tüfek yoktu elde, kazma, kürek geldiler,

Onlar Çanakkale’de, kandan açan güldüler,

Vatan için çarpışıp, Allah için öldüler,

 

Savaşın yiğitleri etten, kemikten surdu,

“Çanakkale geçilmez” diyordu şanlı ordu.

 

*

 

Ne o,yorulmak mı?

Vaziyetimiz düşmana göre zayıf değil. Düşmanın kuvveti kalmamış, mahvolmuş kendine dayanak aramakta. Birkaç mermi düşmekle derhal kaçmakta.

 

 

*

 

“Ya istiklâl ya ölüm” dedi Mustafa Kemal,

Böyle güzel orduya, verir mi Rabbim zeval?

Dalgalan al bayrağım, kanımız sana helâl,

 

İçimizde tutuşan vatan sevdası kordu,

“Çanakkale geçilmez” diyordu şanlı ordu.

 

*

 

‘’Boyun’’ ve ‘’ Merkeztepe’’ topçumuz, piyademiz orada, düşmanın yalnız bataryası.’’Boyun’’’Kabatepe’’ şiddet altında. Mustafa Kemal Paşa ‘’Kemalyeri’’nde.Çünkü buradan bütün düşman mevzilerini, hemen bütün kıtalarımızın hareketlerini görebiliyor…Saat 4.00 hareket canlanıyor .Uyku yok…Tarifsiz fedakarlık .Mehmet’in ruh kuvvetini gösteren şayan-ı hayret ve bir tebrik…

 

Naciye kaynana ellerini hafifçe öne uzatır Kahraman Mehmetin elini tutar gibi içinde derin hürmet. İstediği manayı bulmuştu

 

Kaçtılar… Kaçtılar

Firar haberleri alınıyor.Çünkü düşman yorgun,mühim miktarda kırgın.Arıburnun’da kesin sonuç almaktan yüz çeviriyor….

 

Avazı çıktığınca sevinç içinde bağırdı Naciye Kaynana dilinde Ahiretliği ; Emirdağlı Sultan Şair Rabia Barış Şiiri ile……

 

 

*

 

Göğsünü siper etti, Mehmet’im kefen ile.

Düşmana karşı koydu, orakla, döven ile.

Anne mermi taşıdı, kundakla, kovan ile.

 

Daha on yedisinde Mehmet bıyığı burdu,

“Çanakkale geçilmez” diyordu şanlı ordu.

 

Tarihin utancı ki, gözlerinde okundu,

Süklüm püklüm döndüler, kılıç kana dokundu,

Hezimete düşenler şaşkın şaşkın bakındı,

 

Şahadete yürüyen nice haz buluyordu,

“Çanakkale geçilmez” diyordu şanlı ordu.

 

*

 

Nasıl? Dedi

Paşa hücumların arasında,göğsüne bir şey gayet kuvvetli çarptı. Semadan bitmez tükenmez yıldırımlar vücudalara giriyordu…Vuruldu.Göğsünde hafif bir leke ‘’ Sus’’ dedi…

‘’Conkbayırı’’ ‘’Şahintepe’’ hücuma devam‘’…’’Yusufcuk Tepesi’’’İsmailoğlu Tepesi’’’Azmak’’’KayacıkAğılı’’ korkmadan ölüme!

Ve gülümsedi…

O büyük kumandan… O mert… Sesi kulaklarda. Mehmet duyuyordu,manayı okumuştu…Tertemiz,ulvi.Gözler onun mavi gözlerinde…Kuvvetli,pırıl pırıl,azimkar.

 

*

 

O Seyyit Onbaşı ki, dile destan türküsü,

İman dolu yüreği, bilmez ölüm korkusu,

Altından kıymetlidir dağı, taşı, tortusu,

 

Savrulan top güllesi yere çakılıyordu,

“Çanakkale geçilmez” diyordu şanlı ordu. ”

 

*

 

Bizde topçular vardı sırtına tek başına yükledi mi topu eh istihkâmına düşürürdü…Eyvallah, Allah sayesinde.Derler ki muharebede bizim askerlerimizin önünde yeşil sarıklı asker varmış…Yeşil, yeşil…Ateşin arasında gezerlermiş . Orada işte kurşun ney dokunmazmış. Ve Aleykümüsselâm.

 

Hücum… O emir  ve ‘’ Allah Allah’’ nidaları ile

 

Mehmet kaçmaz, kaçmak nedir bilmez. Canını, malını Allah yolunda feda eder. Müslüman Türk’ün rabbine karşı muhabbetinin en güzel ifadesi

 

‘’ Çanakkale Geçilmez’’…Emsalsiz, yedi düvele karşı ilahi ve Peygamberi mücadelelerle.

 

 

Elif kızım,

Güller yağıyor, yağıyor Güller

Durmadan, yağıyor menzile Güller

Öğretmek,  paylaşmak, geliştirmek için nurlu geleceğe

Güllerin göğsünde gözler… Anlatıyor

Gökyüzü ağlıyor  toprakta Güller açıyor… Aşk, Aşkkk

Yollara Aşk yağıyor… Gelecek nesillere ses, rehber

 

Çanakkale dört devlete…Karalarda Rus zorbası,deryalarda İngiliz donanması gezemeyecek.Sevinç düştü bize.Allah dedi: ‘’Kabul olsun’’ inadın inada mukabelesi…İzzet- nefis ile canlandık.Hukukta,iktisatta,inkılaplarda

 

Kendi sesine bak ! Tanı

Anadolu öksüz, kimsesiz kalmamalı … Özümüz birliğimiz için

Korkma yıldıramazlar bizi, her dem yeniden yeniden doğarız

Acımızda bir birliğimizde güçlüyüz…Kökü, dalı, çiçeği, meyvesi her şey bir çekirdekte

Yiğitliğin, bereketin, imanın…Sukut , sabır.Anadolu’nun mayasında merhamet, insan timsali …Sert rüzgarlı, yalçın yamaçlı, aşılmaz dağları imanla donatı Mehmet.

 

Hiç acı duyuyor mu ?

İlk defa duymuyor. İlk defa acıyorsa da pek o kadar değil. Sadece vurulduğu yer uyuşuyor.

İçine telaş falan geliyor mu ?

Hayır, pek değil. Gelirse de geçiyor. Ruh heyecanlı, telkinde

Orada, Anafartalar’da çam ağaçlarının altında nice memleketimin avladı, koç yiğitler

Kıpır kıpır dudaklardan ‘’Kelime-i Şahadet’’ okunuyor…Yavrularım, aslanlarım  Cenab -ı Rabbü’l Alemin’nin huzurunda, vakit varken kendi cenaze namazımızı kendimiz kılalım. Ölüme Mehmet gibi gülümseyerek gidelim.

Elif kızım bundandır dünyada hiçbir ordu bu kadar sürekli kalmaz, şehitleri şehit yapan ölüm sebebidir, koruyan Cenab-ı Allah. Mehmet sütünü helal aldı, dere kenarında  yeşil ekin otlar üzerinde heybetli dağlar arasında…Bütün dilekleri gerçekleşti.

 

Başarı kaçtığımız zorluklarda gizlidir. Hayatta her zaman gayretli ve dirayetli insanlar muvaffak olur. Güçlükler değil çünkü karşılaştığımız olaylara direnme kaba kuvvetten ziyade yüreğe ve sabır olarak niteleyebileceğimiz direnme yetisine bakar. İlk zorlukta kaçmayacaksın, kaçanların suya yelkenleri indirenlerin bu dünyada muvaffak olduğu görülmemiştir, tarihimiz kaydetmemiştir… İnanç , azim bir millet tek yürek, inandığına, azmettiğine. Çanakkale ruhu daima seninle, benimle ve milletimizle yaşasın. Hadi öz değerlerimize sımsıkı sarılalım.

 

*

Düşman nasıldı?

Düşman gelemezdi ki, biz geceden gelirdik , çıkardık karşısına kum torbalarını aşardık

Elimizi göğsümüzden havaya, bir red, bir inkar, vaziyetinde kardırmadık katiyen…Bir siper verdik Elhamdülillah…Mehmet müjde verdi ‘’ Resul önde, melekler arkadan, dualar semada bilin ki yol Allah’a…

Bize artık vuslat

 

Mehmet’e el salladığım  mendil  bağrımda

canımdan can, kanımdan kanım oğul

Çanakkale’de her taşa şehit yazdım adını

Geldikleri gibi gittiler…

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.