Başbakan Ahmet Davutoğlu, TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Nasuhi Güngör’ün moderatörlüğünü yaptığı özel yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Başbakanlık Dolmabahçe Ofisi’nden gerçekleştirilen özel yayına, gazeteciler Nihal Bengisu Karaca, Mehmet Barlas, İbrahim Karagül ve Fikret Bila da katıldı.
Nasuhi Güngör, “Çözüm süreci nihayete ermeden bize uyku haram.” diyen Başbakan Davutoğlu’na Nihayete ermeden muradlarının ne olduğunu ve Ahmet Davutoğlu isminin sürecin neresinde bulunduğunu ve bundan sonra neler olacağını sordu.
Başbakan Davutoğlu, Güngör’ün sorusunu şöyle cevapladı; “ Çözüm süreci ilk başladığı andan itibaren belli aşamaları vardı. Biz bu aşamaları kat ettikçe önümüze yeni ufuklar açıldı. Ama esas itibariyle baktığımızda şuna dikkatinizi çekmek isterim, Türkiye demokratikleşmesini yaparken AK Parti döneminde sadece Kürt sorununu çözmek için yapmadı. Bu ülke, bu halk bu demokrasiyi en geniş anlamıyla hak ettiği için yaptı.”
“Fakat bu arada zemin o kadar hazırlandı ki sağlanan imkanlarla yani, Kürtçe yayından Kürtçe siyaset ve propaganda yapabilme hakkına ve bir çok bölgede gerçek bir özgürlük havası esmesine kadar zemin hazırlanmıştı. Ama bölgesel konjonktür yani Türkiye’nin etrafındaki siyasi istikrarsızlıklar 2011 ve 2013 yılları arasında yine gerilimli bir dönemin yaşanmasına yol açtı. 2012 sonu 2013 başında çözüm süreci ilan edildiğinde hepimiz tek bir şeye odaklandık. Öncelikle çatışma ortamının durması, şehit cenazelerinin ve şu veya bu şekilde çatışmalarda hayatlarını kaybeden gençlerin hayatlarını kaybetmemesi için bir durgunluğa, bir sükunete ihtiyaç vardı. Bunu sağladık ve sükunet ortamı bugüne kadar da sürdü.”
“Çözüm sürecinin muhtevası üzerine bir mülakatta şunu zikretmiştim; Bu öyle bir şey ki, hızlı akan bir derede, bir nehirde karşıdan karşıya geçmek gibi. Yarıya kadar geldiğiniz inancına kapıldığınız anda karşıya geçmeye çalışırsınız. Ama oraya kadar gelmemişseniz, akıntı da varsa hep aklınız geride olur, geriye dönmede. Şunu bugün geldiğimiz nokta itibariyle söylüyorum. Biz yarıyı geçtik artık.
“Bundan sonra çözüm sürecinin bütün aktörleri açısından karşı kıyıya bir an önce ulaşmak var. Bir an önce diyorum çünkü çok ciddi bir bölgesel istikrarsızlık ortamında yaşıyoruz. Her türlü provokasyon olabilir. Türkiye’nin siyasetteki ve uluslararası alandaki yükselişini çekemeyen, bu yükselişi bir anlamda geçen sene olduğu gibi Gezi olayları ve diğer 17 aralık operasyonlarıyla durdurmak isteyenler gibi başka güçler çıkabilir, beklenmedik olaylar çıkabilir.
“O yüzden bizim birinci hedefimiz ırmağın karşısına geçmek. Bu da şu demek; Türkiye’nin her bir kesiminde Türk – Kürt ayrımı olmaksızın tüm vatandaşların aidiyet hissi bağlamında kendini bu ülkeye, bu toprağa, bu devlete ait hissetmeleri ve vatandaşlık bağıyla bu devlete bağlanmaları. Ayrımcılığın ortadan kalktığı özgürlük ortamının sağlanması. Bu bizim birinci hedefimiz.”
TRT Özel Yayını’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Başbakan Davutoğlu’nun konuşmasından satırbaşları ise şöyle;
Yeni Anayasa
-Bizim ilk siyasi hedefimiz 2015-2019 arasıdır.
-Eğer yeni bir anayasa üzerinde uzlaşma sağlarsak Türkiye için bir şenlik bir bayram olacak.
-AK Parti siyasi açıdan devrim yaptı.
-Türbülansa sebep olmadan doğal süreci tamamladık.
-İşleyen bir Bakanlar Kurulu ve parti yönetimi var. Hiç kimsenin kalbi kırık değil.
Çözüm Süreci
-Hükümet Programı’nda öne çıkardığımız ana maddelerden biri de Çözüm Süreci.
-Çözüm Süreci’nde yarıyı geçtik artık geriye bakmıyoruz.
-Bizim önceliğimiz Türkiye’nin her yerinde aidiyet hissinin gelişmesi ve silahların tümüyle devreden çıkması.
-Çözüm Süreci’nde başkanlığımda oluşturulan mekanizma 15 günde bir toplanacak.
-Kamu düzeni olmadan Çözüm Süreci olmaz.
– Kamu düzensizliğine izin vermeyiz
-Çözüm Süreci’nde ciddi bir envanter çalışması yaptık.
-Akil adamları önümüzdeki süreçte aktif bir şekilde kullanmayı düşünüyoruz.
-Etrafımız ateş çemberi iken biz Çözüm Süreci’nde bu adımları atıyoruz.
-Kürt sorununu Çözüm Süreci ile çözen bir Türkiye içselleştirdiği politikasını dışarıya taşır.
-Gezi olayları ve 17 Aralık darbe girişiminin bir tesadüf olduğunu kimse söyleyemez.
kaynak:Trthaber
