19 Mayıs 1919, ulusumuzun, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının öncülüğünde ülkemizi işgal eden yedi düvele ve yerli işbirlikçilerine karşı isyan bayrağını açtığı tarihi bir gündür.
19 Mayıs 1919, özgür ve bağımsız, laik, demokratik, çağdaş ve aydınlık Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına uzanan destanın ilk adımıdır.
19 Mayıs’ı, Cumhuriyeti emanet ettiği gençlere bayram ilan eden, Mustafa Kemal Atatürk ve bütün dava arkadaşlarına olan borcumuz bugün her zamankinden daha da büyüktür.
Bizlere emanet edilen Cumhuriyetimiz daha özgür, daha demokratik, daha adil değilse biz sorumluluğumuzu yerine getirememişiz demektir.
Bugün gençlerimize daha iyi eğitim olanakları, daha iyi sağlık hizmeti ve daha iyi gelecek sunamıyorsak;
Bugün Türkiye’de özgürlük, hukukun üstünlüğü ve eşitlik yoksa bizim bir kere daha mücadeleye atılmamız gerekiyor.
Ülkemiz özgürlükler değil korku Türkiye’si olduysa;
Eşitliğin yerini ayrıcalık ve ayrımcılıklar aldıysa;
Gençlerimiz, özellikle eğitimli gençlerimiz işsizse;
Adaletin yerine haksızlıklar hâkim olduysa, mücadelenin 19 Mayıs ruhuyla sürdürülmesi gerekiyor.
Çünkü, kurucusu Büyük Önder Atatürk’ün deyimiyle “Cumhuriyet Halk Partisi ve onun bütün liderleri ve mensupları Türkiye’de her türlü istibdadı kökünden yıkmak için ve memleket ve millete tam bir hürriyet kazandırmak için bugüne kadar milletle beraber hayatlarını ortaya koymaktan çekinmemiş ve hiçbir vakit çekinmeyecek insanlardır.”
Büyük Önder Atatürk’ün geleceğimizi emanet ettiği gençlerimizin tarihten gerekli dersleri çıkararak dün olduğu gibi bugün de Cumhuriyet değerlerinin sahibi olarak, aydınlığı, barışı, demokrasiyi korumaya devam edeceği inancıyla;
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramınızı kutluyor;
Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm silah arkadaşlarını ve bu vatan için canlarını feda eden şehitlerimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyorum.
